Kendi sistemini kurmak

Gediz Demir
 
Tubitak'ın çıkardığı Bilim ve Teknik dergisinin arka sayfalarında “kendimiz yapalım” bölümü vardır.(Gerçi aynı yazarlar NTV Bilim adlı dergide yazıyorlar artık.) Çok öğretici ve mutlu edici bir bölümdür. Mesela, dijital devreleri satın almadan, kendiniz yapmanız çok farklı bir duygudur. Kendi sistemini kurmak diyelim buna!
 
Örneğin, evinize lazerli güvenlik kamerası alacağınıza, bunları kendiniz de yapabilirsiniz. Üstelik çok kolay. Yapmanız gereken; bir bilen üzerinden mevzuyu öğrenmek ki bilim dergileri zaten anlatıyor bunu. Elbette size kamera yapın demiyoruz. Örneğin bir web cam, bir tane de oyuncak lazerlerden alırsanız iki adet sensor işinizi görecektir! Amaç sistemi anlamak. Ticari boyutu şimdilik bizi ilgilendirmiyor.
 
İnsanı mutlu eden nedir burada? Düşündük ve insanı mutlu eden kendi beynindeki nöronları kullanarak işlevini artırmak ve bunlardan gelen elektriği çalışmayan noktalara yönlendirerek beynin tamamını mümkün mertebe iyi çalıştırmaktır. Bu da sistemin üzerinde düşünmek ile mümkün. Bunun için de önyargılardan kurtulup “ben yapamam” mantığından sıyrılmaktır.
 
Güncel hayat için de aynı şeyleri söylemek istiyorum. Eğer ezberci bir yaşam tarzınız varsa; mesela, ye-iç, yat-kalk, gez-toz gibi eylemler, düşünülmeden yapılan davranışlar olduğu için ezberci bir yaşam şeklidir denir. Eğer ki her yediğiniz nesneyi, yattığınız saatleri, gezdiğiniz beldeleri bir sistem içinde yaparsanız beyni düşünmeye teşvik etiğinizden dolayı aslında kendi sisteminizi kurmuş oluyorsunuz.
 
Böylelikle beyin aktivitenizin arttığını fark edeceksiniz. Örneğin esnafların beyinlerinin iyi çalıştığına şahit oldum. Sebebi, insanlarla sürekli iletişim içinde olmaları. Durum böyle olunca beyinleri daha aktif. Çünkü hepsi, kendi işlerini yapıyor! Örneğin, bir manav sürekli fikir üretiyor, gelen talepleri nasıl karşılarım diye. Bir dönerci daha iyi nasıl satarımın peşinde. Bunlar dünyalık şeyler olsa da sonuçta uzayda yaşamıyoruz. Kabe'ye (Beytullah’a) hacca  bile parayla gidiliyorsa ki durum maalesef bundan ibaret, öyleyse kendi sistemimizi kurup gerek ekonomik yönden gerek beyin kapasitesi yönünden kendimizi geliştirmek zorundayız.
 
Bitkiler üzerinde araştırmalarım var, hani dünyalık demişken olayı bir akvaryum boyutundan da ele alalım, bir akvaryumum var hatta birkaç taneydiler. İçlerine bitki ektim,bu bitkiler suda yaşayan türlerdi.Bir süre sadece suda kaldılar.Daha sonra içlerine mineral tabletlerden attım ve sonuç inanılmazdı. Yeni çıkan yapraklar yemyeşil, canlı müthiştiler. Yani beslenmek sistemin hücrelerini ciddi anlamda etkiliyor.
 
Peki, neden bahsettim bunlardan? Şu nedenle ki geçen bilim dergisinde de okudum, ki fakir insanların çocuklarının beyinlerinin daha yavaş çalıştığı tesbit edilmiş, bilim adamları bunun yeterli beslenememe durumundan kaynaklandığını söylüyor.
 
İşte malaesef tüm bunları yapmak, düşünmek için kendi sisteminizi kurmak, kendi beyniniz üzerinde durmak zorundasınız! Kimseden kimseye hayır yok! Kendi hücrelerini geliştirmek, güncellemek zorundasınız. Aksi halde sürekli birilerinin eline, ilmine bakarsınız! Bir Fransız atasözü vardır, yeri gelmişken; "bakmakla olunsaydı kediler kasap olurdu" deniyor. Nitekim, kediler kasaplara sürekli bakar, onlar et keserken.
 
Konuyu genişletmek ve sufizme uyarlamak açısından şunu da diyebiliriz: Evrensel kitap Kuran-ı Kerim'e de bakmakla sufi olunmaz! Yaşamla entegre kurmak, ruhunu anlamak lazım, kaldı ki Allah rasulu Hz. Muhammed'in düşünce sistemini kavramak; kendi akıl sistemini kurmakla mümkün. Yani, kendi sistemini kuramayan bir şahıs, Kuran’ın ruhunu veya Hz Muhammed'i anlayamaz. Konu hayli uzun aslında, insan başlı başına bir sistem olduğunu fark etmeli diyorum, insan kendini tanımalı kısaca,  ki karşısındaki nesne veya yapıyı tanısın. Sistem olmak lazım başlı başına, Allah'ı örnek almak lazım ki her an hesabını mükemmel bir şekilde tutar. İyi hesaplamak lazım! Hem de çok iyi hesap lazım. Bangi Camping gibidir hayat, hesabınızı iyi yapamazsanız yere çakılırsınız. İşte Rasulullah’ın sırat diye bahsettiğidir bu. Kıldan ince, kılıçtan keskin bir yoldayız dostlarım... Allah sonumuzu hayrede. Son olarak, Allah rasulu Hz. Muhammed'e salavat getirenlerin ilahi ahirleri hayrola diyorum, sağlık sıhhatle kalın. Hz Ali'ye emredildiği gibi, Allah'a akılla yakın olalım.Dua ile bitirmek gerekirse bir fatiha da bana okursanız çok minnettar kalırım, bilincimi (bilincini) Allah'a, rasulune, kitabına (Kuran-ı Kerim'e) yönlendiren kardeşlerime selam olsun....
 

 

 
 
Gediz Demir
Fen Edebiyat Fakültesi
Fizik Bölümü