Bu Zulüm Bitecektir
Bilal Atış
 
 

Amerika ile İngiltere Irak’ı işgal ettikten sonra Irak halkının sonsuz desteğini kazanmayı ve bu ülkeyi sorunsuzca sultaları altına almayı düşünüyordu. Ancak kısa bir süre sonra Irak halkının despot Saddam rejiminden nefret ettiği kadar işgalcilere de karşı çıktıklarını fark ettiler. Irak halkı bu muhalefetini, itirazlarını protestolar ve diğer eylemleriyle gösterdiler. Ancak Irak’ın milli serveti ve özellikle petrolünü yağma etmeyi düşünen işgalciler gereken güvenli ortamı, Saddam’ın yaptığı gibi baskı ve katliamla elde etmeye koyuldular.

Irak halkının işgalci güçlere karşı infial duygusu her geçen gün daha da şiddetlenmekte ve organize olmaktadır. Eğer bugün Irak’lı Şii, Sünni gençlerin Necef’te, Felluce’de, Bağdat’ta veya diğer kentlerde Amerikalılara nefretle baktıklarına ve ellerinden gelirse onlara darbe indirmek istediklerine şahit oluyorsak, kuşkusuz bunun sebebi Amerikalıların uygulamalarıdır. Gerçekte işgalcilere ve ecnebilere karşı infial ve nefret duygusu doğal bir konudur ve birçok millet yıllarca işgalcilere ve sömürücülere karşı savaşarak özgürlüklerine kavuşmuştur. Dolayısıyla Iraklıların Amerikan karşıtı duyguları gittikçe öfke seline dönüşmektedir. Bu öfkeyi tabi karşılamak gerekir.

Yüzyılın başında Anadolu toprakları da aynı acılara sahne olmuştur. Türkler, Kürtler, Lazlar ve diğer İslam milletleri işgale bir an bile taviz vermemiş ve etkileri uzun seneler mazlum milletleri etkileyecek bir kurtuluş mücadelesi sergilemişlerdir.  İşgalin dışında işgalcilerin saygısızlıklarını da Irak halkının muhalefet nedenleri arasında yer aldığını göz ardı etmemek lazım. Amerikalılar gelin ve bir milletin vatanını işgal edin, askerleriniz sokaklarda cirit atsın, kadınlara tacizde bulunun, gençleri yere yatırın ve  çizmelerinizle suratlarına basın, insan kilometrelerce uzaktan dahi bu görüntülere tahammül edemiyor ve öfkeyle işgalcilere beddua ediyor da,  iman sahibi ve gayretli bir Irak’lının buna dayanmasını nasıl düşünülebilir? Hiçbir gerekçe olmasa dahi amerikan işgalcilerinin Irak halkına reva gördükleri durum Iraklıları direnişe yönlendirmeye kifayet edecektir.

 Irak’ta devam eden katliamlar Amerikalıların en vahşi cinayetleri listesinde yerini almaktadır. Amerika geçmişi benzer sabıkalarla dolu bir zulüm mekanizmasıdır. Devlettir diyemiyorum. Amerika‘ya devlet etiketi takmak yer küremizde bizimle aynı atmosfer altında yaşayan devlet yapılarına haksızlık olacaktır. Amerikan filmlerinde sahnelenen terminatörlerin, ölüm makinelerinin coğrafi adıdır Amerika.   Oysa Amerika, Irak’ta demokrasi ve Irak halkının egemenliğini kurmak için bu ülkeye saldırdığını iddia ediyordu. Amerikalılar demokrasiden söz ediyor ve Irak halkı için halk egemenliğini kuracağını iddia ediyor, ancak halksız egemenlik, halk egemenliği sayılamaz, bu  düpedüz halk katliamıdır. Amerikalılar demokrasi ve insan hakları diyor, bu mu insan hakları? Amerika ve ortakları bugün batı medeniyetinin yüzünü daha da kararttılar. Onlar yanlış yaptılar ve asla başarılı olamayacaklar, ıraklılar gevşek davransalar da Mevla buna müsaade etmeyecektir. Irak’ta vuku bulanlar zulümdür ve Allah zulmün payidar kalmasına müsaade etmez. Amerika’nın tüm propagandalara karşın Irak’ta işlediği cinayetler yüzünden dünya kamuoyunda kınanmaktadır. Tüm insanlık ilkelerine göre Amerikalıların yaptıkları kınanan ve infial uyandıran uygulamalardır ve yine doğanın kuralları gereği yenilmeye mahkûmdur. Irak halkına yönelik katliam Siyonistlerin Filistin halkına karşı işlediği katliama benzemektedir. Amerika kendi coğrafyasında yaşam alanları daralan ve Allah’ın verdiği cezalarla sürekli darbeler yiyen bir devlet olarak Ortadoğu coğrafyasında kendisine yeni yaşam alanları aramaktadır. Bunu yaparken de müslüman unsurları sindirmekte ve yok etme politikaları gütmektedir. Aynı zamanda da siyonizmin hamiliğini ve jandarmalığını yapmaktadır.  Çağdaş tarihin en çirkin işgalcileri konumunda bulunan Siyonistler her gün en gelişmiş askerî teçhizatla masum Filistin halkını katlediyor. Abede ise bunu kınamak şöyle dursun destekliyor. Uluslararası tüm gerçekler İsrail mevzubahis olunca birden rafa kalkabiliyor. Bütün devletler ve uluslararası kurum ve kuruluşlar İsrail’in katliamcı politikasını kınarken, Amerikan yönetimi aynı politikayı Irak halkına karşı uyguluyor.  Bugün Amerika Irak halkına karşı İsrail’in Filistin halkına karşı izlediği yolu izliyor. Yani her hangi bir söz veya itirazın cevabı demir yumrukla veriliyor. Amerikalı yöneticilerin Irak halkının gerçek özgürlüklerini istemedikleri gibi onların kayıtsız şartsız  Waşington’un sözünü dinlemelerini ve milli servetlerinin yağmalanmasına karşı kayıtsız kalmalarını istediğini belirtiyor. Amerikalılar için Şii veya Sünni fark etmez. Onların karşılarında diz çökmeyen tüm Irak’lılar düşmandır. Onlar herkes bizim karşımızda  diz çökmeli, konuşmamalı, gözlerini kapamalı ve biz ne dersek onu uygulamalı, diyorlar. Aksi halde herkes onların gözünde teröristtir. İşte bu, işgalcilerin mantığı ve Amerikalıların Irak’taki mantığıdır. Amerikanın Irak halkı için biçtiği demokrasi gömleğinin özü budur. 1950 evveliyatındaki tek parti zihniyetini hatırlatan bir demokrasi ve Saddam yönetimine bile rahmet okutur hale gelen bir özgürlük anlayışı. Aslında Irakta vücut bulan bir ayetin vahyin tecellisi belki de, Allah bir zalimi başka bir zalim eliyle def etti. Rabbimizden niyazımız ve mücadelemiz o ki, bu saltanat abedeye de payidar olamayacaktır. Tarih ırak topraklarını yeniden kana boyarken düşünmeden de edemiyorum, İmam Huseyn’in gözyaşları hala mı kurumadı diye.

Amerika ve İngiltere’nin Irak’a saldırı amaçları, bu ülkede demokrasi kurmak veya kitle imha silahlarını yok etmek değildir. Nitekim bugün tüm dünya, Vaşington ve Londra’nın kitle imha silahları konusunda dünya kamuoyunu kandırdığını ve Irak’ta bu tür silahların izine rastlanmadığını bilmektedir. Amerika siyasi ve iktisadi rantlar, ayrıca Siyonistlerin ve petrol kartellerinin cebini doldurmak için Irak işgalini planlamıştır. Buna da bir ad koymuştur: Terörle mücadele… Buna karşın Amerikalılar er geç Irak’ta yenilgiye uğrayacak ve bu ülkeyi zillet içinde terk etmek zorunda kalacaktır. Biznillah bu zulüm bitecektir.  

Amerikalı askerlerin Irak halkının iradesi karşısında yenileceğine inancımız tamdır, ancak bunun Irak halkının vahdet ve imanını korumalarına bağlı olduğu su götürmez bir gerçektir. Irak’lı kardeşlerimiz işgal sürecini sona erdirebilirler. Onlar bu büyük tehlikeyi yok etme süresini kısaltabilirler. Fakat bu, gönül birliği, İslam dinine tevekkül etmek, İslamî birlikteliği korumak ve akıllı davranmakla mümkün olur. Irak halkı ayrıca ulemanın kıymetini, imanın değerini bilmeli ve düşmanın tefrika yaratma çabalarından vebadan kaçar gibi kaçınmalıdır.

Evet, böylece Amerika’nın Irak’ta izlediği demir yumruk politikası yenilmeye mahkumdur ve Müslüman Irak halkı bütünlüklerini koruyarak ülkelerinin işgaline son verebilir ve istedikleri egemenliğe kavuşabilir. Gelecek günler belki bundan da daha karanlık olsa da istikbal içerisinde en gür seda İslamın olacaktır. Yeter ki, müslümanlar üzerlerine düşeni yapsınlar. Yardım Allah’tan mutlak gelecektir.

 

 
 

Bilal Atış
İstanbul - 24.12.2008
http://sufizmveinsan.com

b.atis73@gmail.com