Selam
Mustafa Kınıkoğlu
 

Fıtrat olarak içine kapanık biri olduğumu kabul ediyorum. Bu övünülecek bir şey değil. Ama çok rahatsız olduğum da söylenemez.

Ancak “selam” konusundaki hadislerden birkaçını okuyunca, bu olaydan biraz daha rahatsız olsam iyi olur diye düşündüm.

İçine kapanık insanlar işyerlerine geldiklerinde veya bir topluluğa katıldıklarında şöyle herkesin kendilerini farkedecekleri şekilde selam vermekten çekinebiliyorlar.  Veya teketek biri ile karşılaşınca karşıdan bir hareket gelmezse baş eğilip yola devam edilebiliyor çoğu zaman.

Dediğim gibi, “Selam” ile ilgili hadisleri okuyunca selamın önemini daha iyi anladım. Hatta artık kendimi zorlayarak daha önce selamlaşmadığım kimselere bile selam vermeye çalışıyorum.

Aslında güleryüzlü bir şekilde selamlaşmanın insana verdiği pozitif enerjinin farkındayım ama fıtrat işte. Bazı şeyleri yapmanıza engel oluyor. Can çıkar huy çıkmaz boşuna dememişler. Ancak zorla da olsa verilen selamların size verdiği enerjiyi görünce neden daha önce vermedim diye de soruyorsunuz kendi kendinize.

Peki ya size duymak istediğiniz en güzel “selam” nedir diye sorsam?

Sanırım herkesin duymak istediği selam Yasin-i Şerif’in 58. ayetinde bildirilen Rabbimizin cennet sakinlerine vereceği selamdır. İnşallah bu selamı almak hepimize nasip olur.

 

 
 
İstanbul - 05.12.2006
kinikoglu@kardelendergisi.com
http://sufizmveinsan.com