İyi niyetimi gölgeleyen egomun gözyaşları
A. Berrin
 

Alacağı vardı dost bildiğinden…Sıkışınca istedi... İstediğine  pişman oldu ... ver-e-meyecekmiş  zira…  Gerekçesi de ondaki alacağı biterse neyle     geçinecekmiş ….vs-   vs...  Aman ne düşünceli !

Beni düşüneceğine  paraMı verse ya  diye  kızdı  da  ağladı !

Hayal kırıklığı yaşayan güvenine incindi… Üzüldü  de ağladı !

Kızgınlığı üşüyünce  düşündü. Nasıl bir çıkmazdaydı ki en kolay savunma yöntemi  saldırıya sığınıyordu? Yapması gerekeni yapmak yerine...

Acıdı da     ağladı !

Rahatladı  birden borçlu olmayıp alacaklı olduğuna…Sevindi de  ağladı !

Rabbine sığındı...Aman diledi...Veren sensin alan sen... Ne verirsen ver...               

Yeter ki  sahip çıkmasın sahiplik duygusu   gönlüme… Korktu da  ağladı !

İster aynı olaya değişik duygular  taksın ister farklı olaylara aynı duygu hissetsin...Yine de ağladı !

              ………………………...

Fısır  fısır  bir kazaydı MU ya göre...UG la evlerine dönerken buz üstü karlı yolda alacaya yakın aydınlıkta olmuştu. Daha  E5’ e  çıkmamışlardı. Tali yolda idiler. Kaç takla attıklarını bilemiyorlardı.Sonra yan yattı araba. Kırılan camın üstüne... Baktılar fizik bedenleri hasarsız...iletişim araçlarının biri haşat altlarında, diğeri emirlerine amade ellerinde   çalışıyordu cepleri…  uzaktaki sevdiklerini çağırdılar yardıma... Sonra mantık devreye girdi de … yakına tel çektiler   az önce ayrıldıkları yerdeki tanışlarına...Şehire teknolojik olarak  yakın örfsel olarak aykırı MAY köyüne... Bekliyorlardı arabanın içinde… Neler oldu, ne düşündüler orası kendilerinde saklı… Nihayetinde belli ölçülü zamanın… An geldi de  kurtarılma  AN ı…Tevafuk sonucu  yoldan geçen  kamyondakiler... Son anda görmüşler... Tarlada yan  gelip yatan arabayı…Bildiklerinden değil, bilmediklerinden  gelmişti yardım …Önce UG çıkmış arabadan…Sıra  MU’ ya gelince… Bir emanet varmış, önce onu uzatmış  kurtarıcı ellere... Emanete ÖZEN  gösterenlerdenmiş zira…  Belli bir süre sonra HU’ da toplanmışlar...Huzur arandığında  sığınılandı  HU... Dostlar da koşmuştu yardıma...Fısır fısır kazayı irdelemişler… Paylaşmak güzeldi... Azalan acılar yerlerine ümit bırakıyorlardı

Canımız sağ  çok   şükür dedi de ağladı

GU’ dan sorumluydu... Oh be    dedi de ağladı

“Fiziksel hasar arabada  çok niye bizde yok?… Hayret!”   dedi de ağladı

“Acaba  hasar bilmediğimiz bir yerimizde mi?”   dedi de ağladı

“Dostlarım var yalnız değilim” dedi de ağladı !

“Vs. vs”  dedi de ağladı !

Gözyaşları olur  bazen…İyidir de karışıktır.Kimisi ferahlatır insanı kimisi   baş ağrısı yapar… Aynı yaş niye bazen tuzlu akar bazen acı? Akar da gözü yakar veya ışıldatır… Nedir hikmeti ? Bir de timsah gözyaşları var  bildiğim... Duyduğumda  tüylerimi diken diken eden... Lokmasını yerken acı çekermiş de   gözyaşı dökermiş hayvancık… Böylesi olsa olsa  global ‘lara

yakışır...  Bilmediğim ne  çok çeşidi vardır gözyaşının...

Niye? Niye diyorsun da

Ağladığıma....

Niye niye diyemiyorsun

Güldüğüme

İnsanım ikisi de ihtiyacım

Niye? Niyeyle  kısıtlı da biri

Niye niyesiz diğeri

Anlamıyorum niye?

Her  duygu ve düşüncede  farklı bir bakış varsa  sonsuz akışa… Payıma  ağlamak düşer…

Şair olsaydım mısraları    ağlatırdım

Bestekâr  olsaydım   notaları ağlatırdım

Ama hiçbirine gücüm yetmediğinden

Oturur kendim ağlarım.

Öğretilerden dayatmalardan kavram kargaşalarından iyice sıkıldım… Bunaldım… Yoruldum…Bildiklerimden  şüphelenir  oldum… Niye’ nin cevabı niyetse ? Madem niyet kurtaracaksa  insanı...  Artık  bilmek  istiyorum... Sahi nedir şu NİYET ?

En azından ağlarken niye ağladığımı bilmek istiyorum... Kaynağı ne? Gözümden akan  ne ?

Özümün haşyeti mi  ?

Egomun gözyaşları  mı ?

 

 
 
26.02.2008
halatek@mynet.com
İstanbul
http://sufizmveinsan.com