GÜZEL SES 10 HERZ'DİR! (hertz)

Gediz Demir
 

Günümüz biliminin kadrini kıymetini bilmek, ancak ve ancak akıl + zekâ ile mümkün. Şöyle ki soğuk havalarda ısınabilmemiz için, yine bilimden yararlanırız. Örneğin, bir doğalgazın çalışma prensibinden tutun da kombinizdeki elektronik sistem, yine "bilim" ile gerçekleştirilmiştir.

Peki güzel hoş da duygularımızı nasıl ifade ederiz bilimle? Örneğin "güzel" sıfatını ele alalım ...

Bu sıfat Türkçe'ye göre değerlendirilirse,”varlığın biçimini anlatan bir kavramdır” deriz. Felsefeye göre değerlendirilirse, “güzellik herkesin subjektif (bireysel) fikrine göre değişen bir kavramdır” deriz. Tasavvufa göre değerlendirilirse, "Allah'ın ahlakı ile ahlaklanmak" veya "Allah'a yakin olmak" şekline yorumlanabilir ve böyle uzar gider.

Pekala Bilim ne der bu konuya? Nasıl bakar?

Bilimin fikri NESNEL ağırlıklı olur! Yani belli deneyler yapılır, bu deneyin sonucuna göre birkaç fikir ortaya atılır ; onların içinde daha güvenli olan fikir üzerinde yoğunlaşılır ve sonuç olarak ortak birkaç deney ile aynı sonuç alınıyorsa, bu bilimin fikri olur.

Bilimde güzel?

Uluslararası standart olarak bilinen 90-60-90 (cm cinsinden) beden ölçüsü,mankenlerin sahip olması gereken "mükemmel aralıktır".Son zamanlarda biraz değiştirdiler -en son ne oldu bilemiyorum- biz 90-60-90’ da kalalım. Şunu diyordum ki, bir jüri, bu aralığa en yakın mankenimizi “güzel” ilan eder, yine bilimsel bir çalışmadır! Bilim, güzelini böyle seçer.

Bilimde güzel ses?

Bu bölüm biraz hipotez-teori ağırlıklı olacak.Olayı bilime yakınlaştırmak için şunları söyleyebiliriz ; insan beyninin çalıştığı dalgalanma sayısının en mükemmel olduğu aralık "10  dalgalanma"(Alfa dalgalanması) olarak biliniyor.Öyleyse, herkes söyler şiirini,şarkısını,yazısını ...Seyircinin beyninde 10 dalgayı tutturan alır güzellik kavramını,onun sesi güzel olur.

Bilimde çirkin ses?

Yine hipotez ağırlıklı bilimsel olduğunu düşündğümüz bir fikir şöyle ;Beyni en verimsiz aralıkta çalıştıran(titreştiren) ses dalgalarına çirkin ses denir.

Allah katında çirkin ses?

“Allah (celle celâluhu) Kur’an-ı Mecid’inde, en çirkin ses eşeğin sesidir.(Eş cinsine karşı çıkardığı hormonal -şuursal olmayan- şehvet kökenli bir ses)

Bana göre çirkin ses?

Örneğin, mükemmel bir konsantreyle ders dinliyorsunuz veya beyniniz mükemmel bir senkorize ile çalışıyor ki,tam o an kapıyı bir eşeğin açtığını ve sizdeki o ilhamı gördüğü halde,bunu bozacak şekilde anırmaya başladığını düşünün.Yani eşeğe de “eşek git” denmez ki ;hani anlasa yapmaz eşeklik.Bu nedenle evinizin hayvanat bahçesine uzak olmasını öneriyorum.

Güzel sesle seslenmek 10 herz'dir!

Konumuzun can alıcı noktasına geldik.” Güzeli anladık da ‘güzel sesle seslenmek’ nerden çıktı?” diyebilir kimilerimiz.Güzel sesle seslenmek bilimsel olarak şöyle ifade edilebilir : Bu ses öyle bir ses olmalı ki, insanlar tarafından ortak olarak kabul edilebilmeli (bilimin en önemli özelliği), insanları rahatsız etmemeli, insan beyninin algısını en tepe (zirve) noktaya çıkarabilmeli ve en önemlisi, vardığı noktayı tahrip etmemeli; hatta aksine vardığı noktayı öyle bir titreştirmeli ki, bu titreşim beynine vardığında, orda cenneti oluşturabilmeli! Bunun adına siz ne derseniz ?  Ben "güzel ses" derim.

Biz şunu biliyoruz ki ; beynimizde meydana gelen her oluş ;"bir şeylerin yaşanması" demek oluyor.Öyleyse  beynimiz  ses ile yakından ilişkili ! Bilimsel çalışmalara göre insan beyninde cereyan eden olaylar, sadece gördükleriyle sınırlı kalmayıp,"genetiğimiz + gördüklerimiz +düşündüklerimiz +duyduklarımız +hormonlarımız" şeklinde, beynin bütünsel verileri değerlendirmesi sonucu oluşturduğu bir sonuç! Hormonlarımızı bile tetikleyen en önemli faktörlerden birinin, SES olduğu düşünülürse güzel sesle seslenmenin hayati bir fonksiyonumuz veya bileşenimiz olduğu sonucuna varırız!

Sabahları uykudayken sese tahammül edememe hali, beynimizin sese olan tepkisinden başka ne olabilir ki? Uykudayken saniyede 3-4 salınım yapan bir  beyni 10 salınım yaptıracak bir SES ile uyarmak güzel sesle seslenmek demektir.Örneğin, ani bir patlama sesi şoke bile edebilir insanı!

Güzel sesi ve sesin önemini sanırım biraz anlatabildim.Kısaca ; "beyni en mükemmel aralıkta çalıştıran SES en güzel sestir."Ses, hem dalga,hem de basınç şeklinde yayılabilmektedir. Son zamanlar, beynin içinde akan, milivolt mertebelerdeki akımın da sesi  bulundu! Espri değil...Nöronlarımızdan her an akmakta olan elektriğin bile tıkırtı şeklinde ses çıkardığı keşfedildi...Demek ki sadece duyduklarımız değil, OKUDUĞUMUZ her şey aslında beyninizde eş zamanda SES çıkarmakta  ve bu oluşan ses "gördüğünü zannettiğimiz kurgusal dünyamıza" eklenmektedir! Bu sesin "güzelliği" de yine beyni "ALFA MODUNDA" titreştirip titreştirmemesiyle ilgilidir.Konumuzu özetlersek,insanların beynini sürekli 10 herz frekansta uyarmak, onlara güzel sesle seslenmek anlamıyla özdeş olacaktır.Bunu nasıl yaparsınız bilinmez ;lakin içinde "sevgi kavramı" olursa, bu işi ucuz, pratik yoldan yapabileceginiz anlamına geliyor.Son zamanlar elektrikle yapanlar da var ;fakat elektrik + bir de bu 220 şebeke gerilimini mili voltlara indirmek için kullanılacak  adaptör, düşünülürse hayli masraflı iş.İşin frekans ayarlarından da bahsetmedik.En kısa yöntem SEVGİ; ver bakalım 10 herzlik sevgiyi gör neler  oluyor.

 

Sesin kullanıldığı alanlar.(340 metre / 1 saniyede)

Atletizm gibi alanlarda, koşuculara çıkışlardaki uyarı "patlama sesiyle" veriliyor. Maçlarda yine hakemlerin düdük kullanmasının sebebi de beynin sese daha hızlı tepki göstermesinden kaynaklanmaktadır.Tıpta böbrek taşları da yine yüksek frekansta ses dalgaları ile kırılmakta,bir yarasa yönünü bulmak için yüksek frekansta ses dalgaları yaymakta...Ayrıca "beynimizde akan elektrik de ses çıkarır demiştik."(denizlerde yüzerken kafamızdan çıkan ses örnek verilebilir mi acaba?) Bu gibi örnekler çoğaltılabilir ; fakat dinimiz İslam'ın da ses üzerinde durduğu birkaç örneği hatırlayalım ; "doğan çocuğun kulağına ezan okunması biraz şaşırtıcı ve bir o kadar enteresan" bir İslami uygulamadır?Amaç bebeği HAKKANİYET sıfatlarına yöneltmektir .Yıldırım oluşurken dinimizde (islam) DUA var mıdır bilemiyorum; fakat sanki aklımda, "ulvi düşünceleri an" şeklinde bir hatırlamam var.Şayet hatırladığım doğruysa bilimsel olarak, yıldırımdaki yüksek sesin,beyin dalgalarımızdaki "ani etkisini" düşünün? Ayrıca yıldırımın bir başka etkisi de, "ani elektrik" ile yüklenmemiz.Bu, "iki ani etki", beynimizle senkorize olarak çalışıyor mu (?) sorusu kafa karıştırıcı. Ayrıca, yıldırım olayında, beynimizi yakından ilgilendiren elektirik; atmosferde dolup taşıyor.Zaten sesin sebebi de, bu elektrik boşalımının, havada meydana getirdiği sıkışmadır!(gıcırdama da diyebilir miyiz buna acaba?)

 

Sesin vardığı yer.

Sesin vardığı yerde mutlaka bir değişim meydana gelir.Bu değişim sesin frekansına göre tahribatlara varacak seviyelere kadar ulaşabilir..Ses, bilimsel olarak girdiği yerlerde birtakım etkiler bırakır.Eğer bir maddenin titreşimiyle aynı frekansta dıştan etki ile aynı frekansta titreştirilirse tahribat meydana gelir!Olayın bir de sevgi yönü var,tabi ki bunun zıttı olan nefretin de etkisi mevcut ; Nefret de karşı taraf da nefret duyguları oluşturur;çünki ses kulaktan beyne elektriksel olarak iletilmektedir! Bu nedenle, ağzından çıkan söz karşı tarafın beyninde buna paralel manalar oluşturacaktır.Örneğin satırlarında yazılarını okurken heyecanlandığınız bir yazar, aslında yazmış olduğu yazı ile beyninizde birtakım düşünceler oluşturur, bu düşünceler de beyin tarafından sese çevrilir.Beyninize ulaşan ses manası anlamı yönünde beyninizi bir tekrar hareketine,"salınıma" zorlar.Eskiler buna ZİKİR derdi.Yani düşünmek aslında bir zikirdir.Demek ki ses vardığı noktada tahribat oluşturacağı gibi "zikir" de oluşturabilir.

Mükemmel bir hadisi örnek vermek gerekirse ;Hz. Enes (radıyallâhu anh) anlatıyor: "Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki: "Edebsizlik ve çirkin söz girdiği şeyi çirkinleştirir. İşte Allah Rasulu (S.A.V)'ın da dikkat çektiği gibi, söz karşı tarafta, kendini mana olarak açmakta ve girdiği noktayı,kendine paralel manalarla süslemektedir.Tıpkı bir virüs gibi.

Kuran'da ses ?

Kuranı kerim de en çok tartışılan bir konu da,kuranın Türkçe okunup okunmayacağı şeklindedir. Bilimsel olarak kısa ve öz şunları belirtmek gerekir ; Bir RAHMAN sesinin beynimizde oluşturacağı manayı, bunun Türkçe karşılığı bir kelime oluşturmayacaktır.Çünkü her kelimenin titreşiminden (frekansından) kaynaklanan, bir de "SESSEL" manası mevcuttur.

Sonuç?

Ordan buraya yetişir mi bilinmez (dağlar iletken, taşlar iletken, insan iletken) bana bir selam yolla,

dağlar ile gelmezse, kelamla yaz yolla ; belki satırlar iletkendir, duyarım seni...

Hoşçakalın...


 

 

 
 
Gediz Demir
Fen Edebiyat Fakültesi
Fizik Bölümü