Son Vardiya

Osman Coşkun
 

Ne yağmurlar yağdırdın sokağa da silemedin geçmişimi
Limansız bakışlara utandırdın aşkı palamarsız kaldı ellerim
Urganında boynumu peşin sıra götürdün de, mavilere gömüldü düşlerim
Güneşe emirler yağdırırken arkandan onu da kaybettim karanlığın da

Uzaklara bakarken düşen her yaşta kalbimi ağır yaraladın
Seni sevdiğim güne lanetler yağdırıyorsam yağmurlar boyunca
Kanayan yanlarını zarf içinde sana gönderiyorum kalbimin
Sessizce ağlamayı beceremedim hiç sevilmeyi de hak etmedim

Beceriksiz gidişlerim oldu çoğu kez geri dönüşle sonuçlanan
Neler bırakıldıysa aklımın uçsuz bucaksız sahipsiz yakarışlarında
Sen hep geçmişe bakıp ağlarken karşında ve şimdiki zamanda
Ağlattığın ve bir göz ucunda yitirdiğin beni kana buladın…

Hiçbir şeydim çoğu zaman şerefsizliğinin yol ayrımında
Sana git derken bile seni kaybetmekten korkuyordum
Küfretmeyi sen öğrettin şair dilime nefreti yüreğime…
Sen gözümün içindeyken bile başkasının yüreğindeydin

Hak etmediğim aşkı yaşamadığım yanlarıyla yazmaktayım
Seni vezir eden bu kalem rezilde edecek bir gün, peşindeyim
Düştüğü yerden kaldıracağım gururumu sustuğum yerden haykıracağım
Aşkın santimini hak etmedin hele ki giderken yıktıklarının altında kalacaksın

Gün gelecek hesap sorulacak ve bil ki mahşeri beklemeyeceğim…
Alınıp verilen ne varsa hepsini yerine koyup da gitmekteyim senden
Yıldızlardan geçmişine dilekler yağdırmaya devam et tükeneceksin
Aşkı sana yakıştırdığım günüme lanetler yağdırıyorum

Unutma sakın aşkta nefrette tek taraflı yaşanmıyor
Ve sana ne kadar yakıştırdığım imge varsa sıfatsızlığınla anlamsız kıldın
Yalnızlığı ufkuma kaldırdın doğuyor perşembeyle yeniden
Eskimiş aşklar pazarından sana bir yürek burukluğu bulup çıkarabilirim

Sahibini yitirmiş şiirler bulup boynuma kolye yapıyorum da
Kendini kaybetmiş kişiliksiz kişilerce gasp ediliyorum
Hükümsüzdür sıfatsızdır bir o kadar da hain ve de esmer
Kahverengi gözlerin hepsini oyup boynuma kolye yapacağım

Sokak köpeği kadar kıymet bilseydin de kaybetmeseydin
Ama demiştim sana vezir eden kalemim gün gelecek rezilliği asacak boynuna
Kalbimin kanadığı her dakika ve beddua etmeyi sen yakıştırdın kalemime
Şimdi gittiğin geçmişinde pişmanlıklarınla ve bet bahtınla perişan olmanı bekliyorum

Demiştim nefretim aşkımın eseri ve boynunda son vebalim
Mahşere kalmayacak hesaplaşmamız göreceksin yıldızlardan dilek tut tarihine
Şiir hiç kimseye sana yakıştığı kadar yakışmamıştı…
İtirafta bu ya şairlik başa başka türlü bir bela, türkü tadında

Kaybettiklerine gün gelecek yanacaksın
O zaman anlayacaksın ama tokat indirecek geçmiş zaman suratına, ağlayacaksın…

Ki benim her şiir yazdığım kendini bulunmaz Hint kumaşı sandı
Zaten tarihin çöplüğünde bir daha izlerine hiç birinin rastlanmadı…

 

 

 
 
Edirne -04.05.2010
 http://sufizmveinsan.com