BU AYDA YAPILACAK İBADETLER
RECEB-İ ŞERİF
Mübârek recep ayı, Kamerî ayların
yedincisidir. “Eşhuru hurum”dan olan bu ay, ŞEHRULLAH yani Allah Teâlâ’nın
ayıdır. Bu aya oruçlu girmeli ve bu ayda çok iltica etmelidir.
Recep ayının 1’inci günü oruç tutanlara 3 senelik, 2’nci günü oruç tutanlara 2
senelik, 3’ncü günü oruç tutanlara ise 1 senelik nâfile oruç sevâbı verillir.
Bu, hadîs-i şerîf ile sâbittir. Üç günden sonra her gününe birer ay oruç sevâbı
verilir.
Bu ay Cenâb-ı Hakk’a mahsus bir ay olduğu için yalnız Zât-ı İlâhi’yi bildiren
İhlâs Sûresi’ni çok okumak lâzımdır. Bilhassa bu aya hürmet olarak, ayrıca günde
11 defa İhlâs-ı Şerif okumalı, tevhid, istiğfar ve salavât-ı şerifeyi ihmâl
etmemelidir.
Bu ayda 2 kandil vardır:
1. İlk cuma gecesi “Regâib Kandili”,
2. Yirmiyedinci gecesi “Mî’rac Kandili”dir.
Bu ayın birinci gecesi (pazartesiyi salıya bağlayan gece) bir tesbih namazı
kılınır. Veya Receb-i Şerif’in ilk onu zarfında bir def’aya mahsus olmak üzere
kılınan on rek’at namaz da kılınabilir. Önümüzdeki günlerde bu namazların
kılınış şekli anlatılacaktır...
Recep ayında her gün, başında ve sonunda 7’şer Fâtiha okumak suretiyle 100 İhlâs-ı
Şerif okumak da çok sevaptır. Bu ayda, mümkün olduğu kadar Hatm-i enbiyâ yapmalı
ve oruç tutmalıdır. 13, 14, ve 15’inci günlerinde oruç tutanlar, bu sünnet-i
seniyyeyi yerine getirdiklerinden, nice hastalıklardan şifâ bulurlar. (Duâ ve
İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
RECEB AYINDA KILINACAK NAMAZ
Receb’in; 1’i ile 10’u arasında, 11’i ile 20’si arasında ve 21’i ile 30’u
arasında olmak üzere sadece birer defa kılınacak 10’ar rek’at Hâcet namazı
vardır. Bunların her üçünün de kılınış şekli aynıdır. Yalnızca namazların
sonlarında okunacak duâlarda fark vardır. Bu namazlar, akşamdan sonra da,
yatsıdan sonra da kılınabilir. Fakat, cuma ve pazartesi gecelerinde ve bilhassa
teheccüd vaktinde kılınması efdaldir.
Bu namaz, mü’min ile münâfığı ayırır. Bu 30 rek’at namazı kılanlar, hidâyete
ererler. Münâfıklar bu namazı kılamazlar. Bu namazı kılanın kalbi ölmez. Bu 30
rek’at namaz Resûlüllah (s.a.v.) Efendimiz’in berberi, Selmân-ı Pâk (r.a.)
hazretleri tarafından rivâyet edilmiştir.
Kılınış şekli: Hâcet namazına şu niyetle başlanır: “Yâ Rabbî, beni, dünyayı
teşrifleriyle nûra gark ettiğin Efendimiz hürmetine, sevgili ayın Receb-i şerif
hürmetine, feyz-i ilâhine, afv-ı ilâhine, rızâ-i ilâhine nâil eyle. Âbid, zâhid
kulların arasına kaydeyle. Dünya ve âhiret sıkıntılarından halâs eyle. Rızâ-i
şerifin için, Allâhü Ekber.”
Her rek’atte 1 Fâtiha, 3 Kulyâ eyyühe’l-kâfirûn, 3 İhlâs-ı şerif okuyup, 2
rek’atte bir selâm verilir. Böylece 10 rek’at tamamlanır.
İlk on gün içinde kılınan namazdan sonra, 11 defa “Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ
şerîke leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît. Ve hüve hayyün lâ
yemûtü biyedihi’l-hayr. Ve hüve alâ külli şey’in kadîr” okunup duâ edilir.
İkinci on gün içinde yani Receb’in 11’i ile 20’si arasında kılınan 10 rek’atten
sonra, 11 defa: “İlâhen vâhıden ehaden sameden ferden vitren hayyen kayyûmen
dâimen ebedâ” okunup duâ edilir.
Üçüncü on gün içinde, yani Receb’in 21’i ile 30’u arasında kılınan 10 rek’atten
sonra da 11 kere: “Allâhümme lâ mânia limâ â’tayte, velâ mû’tiye limâ menâ’te,
velâ raadde limâ kadayte, velâ mübeddile limâ hakemte, velâ yenfeu ze’l-ceddi
minke’l-ceddü. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-â’le’l-vehhâb. Sübhâne rabbiye’l-aliyyi’l-â’le’l-vehhâb.
Sübhâne rabbiye’l-âliyyi’l-â’le’l-kerîmi’l-vehhâb. Yâ vehhâbü yâ vehhâbü yâ
vehhâb” okuyup duâ edilir. (Duâ ve İbâdetler, Fazilet Neşriyat)
|
RECEB
Kamerî ayların yedincisi; İslamî takvimin
aylarından biri Muharrem ile başlayan ve Zilhicce ile sona eren Kamerî takvim
aylarının yedincisi olan Receb, aynı zamanda "üç aylar"ın ilkidir.
"Receb" kelimesi; herhangi bir şeyden korkmak, utanmak veya bir kimseyi
heybetinden dolayı ululamak ve tazim etmek manalarına gelir (M.Z. Pakalın,
Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1983, III, 18-19).
Cahiliye devrinde Araplar, putları için bu ayda kurban keserlerdi. Araplar
arasında mukaddes bilinen Receb ayı, haram aylardan (eşhur-i hurum) biridir.
Diğer üç haram ay ise, Zilkade, Zilhicce ve Muharrem idi. Receb ayı, birbirini
takip eden aylardan hemen sonra gelmediği ve yedinci sırada olduğu için "Recebül-ferd"
adı da verilmiştir.
Haram aylarda harb etmek Araplar arasında yasak kabul edilmişti, hatta bu
uygulama İslâm'ın başlangıcında da yürürlükteydi. Buna sebep, Mekkelilerin bu
aylarda geçimlerini temin etmeleri, Kâbe ziyaretçilerinin emniyetinin sağlanması
idi.
Hz. Muhammed (s.a.s), Abdullah b. Cahş komutasında bir grup muhacir sahabiyi
Kureyş kervanından haber getirmesi amacıyla Nahle'ye göndermişti. Keşif
gayesiyle sefere çıkılmasına rağmen bölükte bulunanlar, müşriklerin kendilerine
yaptıkları kötülükleri hatırlayarak kervana saldırdılar. Bu olayın gerçekleştiği
gün Receb ayının son günü idi. Halbuki müslümanlar, Receb ayının bittiğini ve
Şabana girildiğini sanıyorlardı. Kervandan iki kişiyi esir aldılar, bir kişiyi
öldürdüler ve kervanı alıp Hz. Peygamber'e getirdiler. Müşrikler, Araplarca
savaşmanın kesinlikle yasak olduğu Receb ayında bu hadisenin oluşunu fırsat
bilerek, "Muhammed haram ayını helâl saydı" tarzındaki ifadelerle...
propagandaya başladılar. İşte bu olay üzerine Bakara süresinin 217. ayeti nazil
oldu: "Ey Muhammed! Sana hürmet edilen ay'ı, o aydaki savaşı sorarlar. De ki: O
ayda savaşmak büyük suçtur. Allah yolundan alıkoymak, Allah'ı inkâr etmek,
Mescid-i Haram'a engel olmak ve halkını oradan çıkarmak Allah katında daha büyük
suçtur. Fitne çıkarmak ise öldürmekten daha büyüktür! Güçleri yeterse,
dininizden döndürünceye kadar sizinle savaşa devam ederler. İçinizden dininden
dönüp kâfir olarak ölen olursa, bunların işleri dünya ve ahirette boşa gitmiş
olur. İşte cehennemlikler onlardır, onlar orada temellidirler" (2/217).
Receb ay'ı, içinde iki kandil gecesi bulunması açısından da faziletli bir aydır.
Receb ayının ilk cuma gecesi Regaib kandilidir. İslâm âlimleri, Hz. Peygamber
(s.a.s)'in bu gecede Yüce Allah'ın manevi ikramlarına eriştiğini, bu sebeple
şükür ve haced için namaz kıldığını bildirmektedirler. Bu gece hakkında halk
arasında bilinen şekliyle, Regaib gecesi Hz. Peygamber (s.a.s)'in anne rahmine
düştüğü gecedir, tarzındaki ifade yanlış bir iddiadan ibarettir.
Yine Receb ayının yirmi yedinci gecesi İslâm dünyasında Mirâc gecesi olarak
kutlanır. Olay hakkında Kur'an-ı Kerim'de başlı başına "İsrâ" suresi
indirilmiştir. Beş vakit namaz bu gecede farz kılınmış, bu gece nâzil olan
Bakara suresinin son ayetleri ile müslümanların sıkıntılarının sona ereceği ve
Muhammed ümmetine Allah'a ortak koşmadıkları, tevhidden ayrılmadıkları takdirde
Cennete girecekleri müjdelenmiştir. Ayrıca İsrâ suresinin bir bölümünde İslâm'ın
bir özeti, on iki esas halinde bu gecede bildirilmiştir:
Allah ile beraber başka bir tanrı edinme; yoksa yerilmiş, tek başına kalmış
olursun. Rabbin, yalnız kendisine tapmanızı ve ana babaya iyilik etmeyi
buyurmuştur. Eğer ikisinden biri veya her ikisi, senin yanında iken
ihtiyarlayacak olursa, onlara karşı "öf" bile demeyesin, onları azarlamayasın!
İkisine de hep tatlı söz söyleyesin! Onlara acıyarak alçak gönüllülük
kanatlarını ger ve; Rabbim! Küçükken beni yetiştirdikleri gibi sen de onlara
merhamet et!" de. İçinizde olanı en iyi Rabbiniz bilir. İyi kimselerseniz bilin
ki O şüphesiz, kendine baş vuranları bağışlar. Yakınına, düşküne, yolcuya
hakkını ver; elindekilerini saçıp savurma. Saçıp savuranlar, şüphesiz
şeytanlarla kardeş olmuş olurlar, şeytan ise Rabbine karşı pek nankördür.
Rabbinden umduğun rahmeti elde etmek için, hak sahiplerinden yüz çevirmek
zorunda kalırsan, onlara hiç değilse tatlı bir söz söyle. Elini boynuna bağlayıp
cimri kesilme; büsbütün de açıp tutumsuz olma; yoksa pişman olur, açıkta
kalırsın. Doğrusu senin Rabbin dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir
ölçüye göre verir. O kullarını gören ve haberdar olandır. Çocuklarınızı
yoksulluk korkusuyla öldürmeyin. Biz onlara da size de rızık veririz. Onları
öldürmek, şüphesiz büyük bir günahtır. Sakın zinaya yaklaşmayın; doğrusu bu
çirkindir, kötü bir yoldur. Allah'ın haram kıldığı cana haksız yere kıymayın.
Haksız yere öldürülenin velisine bir yetki tanımışızdır. Artık o da öldürmekte
aşırı gitmesin. Zira kendisi ne de olsa yardım görmüştür. Yetimin malına -ergin
çağa ulaşana kadar- en güzel şeklin dışında yaklaşmayın. Ahdi de yerine getirin,
doğrusu verilen ahidde sorumluluk vardır. Bir şeyi ölçtüğünüz zaman, ölçüyü tam
tutun, doğru terazi ile tartın. Böyle yapmak, sonuç itibariyle daha güzel ve
daha iyidir. Bilmediğin şeyin ardına düşme; doğrusu kulak, göz ve kalp, bunların
hepsi o şeyden sorumlu olur. Yeryüzünde böbürlenerek yürüme, çünkü sen ne yeri
delebilir ve ne de boyca dağlara ulaşabilirsin. Rabbinin katında bunların hepsi
beğenilmeyen kötü şeylerdir. Bunlar Rabbinin sana bildirdiği hikmetlerdir. Sakın
Allah ile beraber başka tanrı edinme. Yoksa yerilmiş ve kovulmuş olarak
Cehenneme atılırsın" (el-İsra, 17/23-39).
Bu ayet ve mesajların indiği Mirac gecesi, Receb ayının yirmialtıncı gecesi
olduğundan, Receb ayının önemli bir kudsiyeti vardır.
Mefail HIZLI
|