TERAVİH |
Teravih namazının vakti, sahih kabul edilen görüşe göre, yatsı namazından
sonradır, sabah namazının vaktine kadar devam eder. Hem vitirden önce, hem de
vitirden sonra kılınabilir. Fakat yatsı namazı kılınmadan teravih namazı
kılınmaz; kılınacak olsa tekrarlanması gerekir
TERAVİH NAMAZI(Ömer Nasuhi Bilmen)
Teravih namazı, Ramazan ayına mahsus yirmi rekattan ibaret bir müekked
sünnettir. Bu namaza Peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ile dört
halife (Hulefa-i Raşidîn) devam etmişlerdir. Bu namazın cemaatla kılınması da,
bir kifaye sünnettir. Bunun için bütün bir mahalle insanları, teravih namazını
cemaatla kılmayıp evlerinde yalnız başlarına kılacak olsalar, sünneti terk edip
hata işlemiş olurlar.
Teravih namazının her dört rekatı sonunda bir miktar oturup istirahat edildiği
için bu dört rekata bir "Terviha" denilmiştir. Bir teravih namazında beş "Terviha"
vardır. Bu söz, Tervîh kelimesinden bir masdardır. Tervih ise, nefsi
rahatlandırmak anlamındadır. Çoğulu "Teravih" dir.
Mescidlerde teravih namazı cemaatle kılındığı halde, bir özrü olmaksızın cemaatı
terketip bu namazı evinde kılan kimse, günah işlemiş olmazsa da fazileti terk
etmiş olur. Bu kimse evinde cemaatla kılsa, cemaat sevabını alırsa da,
mesciddeki cemaatın faziletine eremez. Çünkü mescidlerin fazileti fazladır:
Teravih namazını kılacak kimsenin, teravih namazına veya vaktin sünnetine veya
gece ibadetine niyet etmesi ihtiyat bakımından daha uygundur. Kayıtsız olarak
"namaza" veya "nafile namazına" niyet edilmesi de birçok fıkıh alimlerine göre
caizdir.
Teravih namazını, her iki rekatta bir selâm vererek on selâm ile bitirmek daha
faziletlidir. Dört rekatta bir selâm da verilebilir. Sekizde, onda veya yirmi
rekatta bir selâm vererek bitirmekde caizdir. Fakat böyle kılmak mekruh
sayılmaktadır.
Teravih namazı, iki rekatta bir selâm verilince, tam akşam namazının iki rekat
sünneti gibi kılınır. Dört rekatta bir selâm verilince, tam yatsı namazının dört
rekat sünneti gibi kılınır. Cemaatla kılındığı zaman, cemaat hem teravihe, hem
de imama uymaya niyet eder. İmam da tekbirleri, tesmi'leri ve kıraatı aşikâre
yapar.
İmam için teravih namazının her iki rekatinde eşit derece Kur'an okumak ve
böylece iki veya dört rekatta bir selâm vermek faziletlidir. Çünkü böyle
yapılması, ruhu düşünceden kurtarır.
Teravihin her rekatında on âyet okunması müstahabdır. Çünkü bu şekilde devam
edilirse, bir Ramazanda bir hatim yapılmış olur. Böyle bir defa hatim ile
Teravih namazı kılınması sünnettir. Bazı alimlere göre, bu hatimin yirmi yedinci
geceye (Kadir Gecesine) rastlatılması müstahabdır.
Teravih namazı kıldıracak zatın güzel sesli olmasından ziyade, okuyuşunun düzgün
olmasına özen gösterilmelidir. Güzel ses, kalbi meşgul ederek düşünce ve huzura
engel olabilir. Okuyuşunda noksanlık ve hata olan bir imamın mescidini bırakarak
düzgün okuyan bir imamın bulunduğu mescide gidilmesinde bir sakınca yoktur.
İmamın teravihde cemaatı usandıracak miktar Kur'an okuması uygun değildir.
Bununla beraber Fatiha sûresinden sonra okunacak âyetler, bir sûreden veya
âyetten noksan olmamalıdır. Teravihin ka'delerinde Teşehhüdden sonra Salâvatlar
terk edilmemelidir.
Teravih namazını özürsüz olarak otururken kılmak veya uykunun bastırdığı bir
halde iken kılmak mekruhtur. İmamın rükua varmasına kadar bekleyip de ondan
sonra imama uymak mekruhtur.
Teravih namazının bir kısmı kılındıktan sonra imama uyan kimse; Teravih son
bulunca noksan kalan rekatları tamamlar. Sonra da vitir namazını kendi başına
kılar, iyi olan budur. Bununla beraber imamla vitri kılıp sonra teravih namazını
tamamlaması da caiz görülmüştür.
Yatsı namazında cemaatı terk etmiş olan kimse, Teravih ve vitir namazlarında
imama uyabilir. Bunun için bir kimse, imam yatsı namazını kıldırıp Teravihe
başlamış olduğu sırada mescide gelse, önce yatsı namazını kendi başına kılar
sonra Teravih için imama uyar. Noksan kalan rekatları da sonra kendi başına
tamamlar. Yine Teravih namazını imam ile kılmayan kimse, Vitir namazını imam ile
kılabilir. Sahih olan görüş budur. Fakat hem imam, hem de cemaat, yatsı namazını
cemaatla kılmamış olursa, yalnız teravih namazını cemaatla kılamazlar. Çünkü
teravihin cemaatı, farzın cemaatına bağlıdır. Teravihin müstakil olarak cemaatla
kılınması nafileler hakkındaki din esaslarına uygun düşmez.
İmam, Teravih namazının ilk birinci rekatından sonra yanılarak otursa ve selâm
verdikten sonra yeniden iki rekat kılmadan geri kalan rekatları usulüne göre
kıldıracak olsa, bir görüşe göre namazı caiz olur; ancak ilk iki rekatı kaza
etmesi gerekir. Diğer bir görüşe göre, geri kalan namazlar caiz olmaz. Hepsini
kaza etmesi gerekir. Çünkü Teravih, bir namazdır. Yapılan teşehhüdler ve
selâmlar yerinde yapılmamış olur.
Teravih vaktin sünnetidir; yoksa orucun sünneti değildir. Onun için hasta ve
yolcu gibi oruç tutmak zorunda olmayanlar için de Teravih namazını kılmak
sünnettir.
Akşam üzeri hayızdan veya nifastan temizlenen bir müslüman kadın veya İslâm
dinini kabul eden bir kimse hakkında da o gece teravih namazını kılmak
sünnettir.
TERÂVİHTEKİ DUÂLAR (Türkiye Gazetesi Takvimi)
-Terâvihe başlamadan önce;
"Sübhâne zil-mülki vel-melekût. Sübhâne zil-ızzeti vel-azameti vel-cemâli vel-celâli
vel-ceberût. Sübhân-el melikil mevcûd. Sübhân-el melik-il ma’bûd. Sübhân-el
melik-il hayy-illezî lâ yenâmü ve lâ yemût. Sübbûhun, kuddûsün, Rabbünâ ve Rabb-ül
melâiketi ver-rûh.
Merhabâ, merhabâ, merhabâ yâ şehre Ramazân. Merhabâ, merhabâ, merhabâ yâ şehr-el
bereketi vel-gufrân. Merhabâ, merhabâ, merhabâ yâ şehr-et tesbîhi vet-tehlîli
vez-zikri ve tilâvet-il Kur’ân. Evvelü Hû, âhıru Hû, zâhiru Hû, bâtınu Hû. Yâ
men lâ ilâhe illâ Hû."
Tesbihât ve duâları okunur. Ayın 15'inden sonra, "Merhabâ" yerine "Elvedâ"
söylenir.
- Her 4 rekâtin sonunda;(Allahümme salli alâ seyyidinâ Muhammedin ve alâ âli
seyyidinâ Muhammedin biadedi külli dâin ve devâin ve bârik ve sellim aleyhi ve
aleyhim kesîrâ.) okunur.
Bu kısım, 20 rekâtın sonunda 3 defâ tekrar edilir ve 3. sünde kesîrâ yerine (kesîran
kesîrâ.) denir. 3 defâ da şu duâ okunur:
(Yâ Hannân, yâ Mennân, yâ Deyyân, yâ Bürhân, yâ zel-fadli vel-ihsân, nerc-ül
afve vel-ğufrân, vec’alnâ min utekâi şehr-i Ramazân bi-hurmet-il Kur’ân.)