Kayıt için burayı tıklayın




I960'lı yılların başında sosyal fobi terimi ilk kez kullanılmaya başlandığında nadir görülen bir rahatsızlık olarak düşünülmekteydi. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar sayesinde hekimlerce tanınabilirliğinin de artmasıyla görülme sıklığının yüzde 9-16 oranında olduğu tahmin ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde  en sık karşılaşılan üçüncü psikiyatrik bozukluk olarak sosyal fobi gösteriliyor.

Sosyal fobi oldukça sık görülen ve kısıtlayıcı bir bozukluktur. (Başlangıçta 'hastalık'
kelimesi yanlış olarak seçildi, psikiyatride rahatsızlıkların laboratuvar modeli oluşturulamadığından hastalık kavramı da kullanılamıyor.)Sosyal fobi sık görülmekle birlikte, bu bozuklukla ilgili tedavi başvurusunun oldukça düşük olduğunu görüyoruz; Hastaların ancak yüzde 25'i sosyal fobi sebebiyle tedavi başvurusunda bulunuyorlar. Erken yaşlarda başlayan bir bozukluk olduğu için tedavi edilmediği takdirde kişiyi gençlik dönemlerinde etkiliyor, kapasitesini kısıtlıyor ve yaşam boyu da olumsuz etkisini sürdürüyor. 1960'lı yılların başında sosyal fobi terimi ilk kez kullanılmaya başlandığında nadir görülen bir rahatsızlık olarak düşünülmekteydi. Ancak son yıllarda yapılan çalışmalar sayesinde hekimlerce tanınabilirliğinin de artmasıyla görülme sıklığının yüzde 9-16 oranında olduğu tahmin ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri'nde en sık karşılaşılan üçüncü psikiyatrik bozukluk olarak sosyal fobi gösteriliyor.
Sosyal fobi nedir?
Sosyal fobinin temel özellikleri şunlar:

* Sosyal ortamlarda davranışlarının başkaları tarafından incelenme altında tutulduğu korkusu.

* Performans gösterilmesi gereken, utanç doğurabilecek yada gurur incitebilecek durumlarda belirgin ve sürekli korku,

* Korkulan durumlardan sürekli kaçınma davranışı.

Sosyal fobisi olan insanların bir çok sosyal ortamda yaşadıkları olumsuz değerlendirme korkusu, durumun gerektirdiğinden daha yoğun ortaya çıkar.

Bozukluk iki şekilde görülüyor:

a)      Genel : Korkular hemen tüm sosyal durumlar için geçerli.

b)       Özel:   Sadece özel durumlarda (örneğin imza atmak) ortaya çıkıyor.

'Sosyal fobi kaçınma’yı  tetikleyen durumlardan bazıları;

o Yabancı kişilerle tanıştırılmak.
o Yönetici konumdaki kişilerle konuşmak.
o Telefon etmek
o Misafir kabul etmek
o Bir iş yaparken seyredilmek.
o ilgi odağı olmak.
o Toplulukta yemek yemek.
o Toplulukta konuşma yapmak.
o Başkalarının önünde yazı yazmak.
o Karşı cins ilişkileri.

Kişiler korkulan durumlarla karşılaştıklarında çarpıntı, nefes darlığı, titreme, terleme, kas gerginliği, yüz kızarması, boğaz kuruması, sıcak-soğuk basması gibi belirtiler yaşıyorlar. Bu belirtilerin çevreden farkedilme endişesi korkularını daha da artırıyor ve bu korku veren ortamlara girmekten kaçınıyorlar. Korkulan ortamlardan kaçındıkça da korkuları daha da büyüyor ve bir kısır döngü oluşuyor.

Başlama yaşı

Sosyal fobi genellikle çok erken yaşlarda ortaya çıkma eğilimi gösterir. Sosyal fobi bozukluğuna yakalananların yüzde 40'ında 10 yaşından önce, yüzde 95'inde ise 20 yaşından önce sorunların başladığı görülmektedir. Başlama yaşının erken dönemlerde olması ciddi gelişme sorunlarını beraberinde getirir.

Ekonomik durum

Yol açtığı sınırlamalar nedeniyle sosyal fobisi olan insanların ekonomik durumları da genellikle kapasitelerine kıyasla beklenenden bozuktur. Çünkü bu insanlar iş ortamında da benzer korkular yaşadıklarından kendilerini göstermezler, verimleri ve dolayısıyla kazançları da düşük olur.

Evlilik durumu

Sosyal fobisi olan bu bireyin diğer insanlarla olan ilişkileri üzerinde ne denli olumsuz etkilerde bulunabileceğinin bir göstergesi de bu kişilerin sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldıklarında bir eşle yaşama sıklıklarının önemli ölçüde düşük olması.

Sosyal fobinin getirdiği zorluklar

Sosyal fobisi olanlar, nüfus çoğunluğuna göre genellikle şu açılardan farklılıklar gösteriyor:

. Yalnız yaşama oranları yüksek
. Eğitim seviyeleri düşük.
. iş hayatları inişli çıkışlı.
. Ekonomik açıdan daha kötü durumda.
. Başka psikiyatrik rahatsızlıklar görülme sıklığı yüksek.
. intihar etme oranları yüksek.
. Sosyal açıdan yalıtılmış durumdalar.

Sosyal fobi özellikle okul çağındaki çocuklarda yıkıcı bir hastalık. Okul doğal olarak sosyal bir ortam ve beklenebileceği gibi sosyal fobisi  olan çocuklar için zorlandıkları bir süreç oluşturuyor. Bu çocukların yarısında korkuya bağlı okulu reddetme durumu ortaya çıkar ve sonuçta okul performansı ciddi bir şekilde bozulur. Sosyal fobisi olan çocuklar tedavi edilmediklerinde, sosyal ilişkileri normalden daha zayıf, iş ile ilgili sorunları olan ve farklı psikiyatrik sorunlara sahip erişkinler haline gelebilirler.

Sosyal fobinin tedavisi

İlaç ve psikolojik tedavilerin erkenden uygulanması sosyal fobiye bağlı ciddi sorunların gelişimini engeller. Bu sebeple sosyal fobi teşhisi konması ve etkili tedavilerin devreye sokulması çok büyük önem taşıyor. Sosyal fobi bozukluğu olanların çoğu "sosyal fobi"yi daha önce hiç duymamıştır. Durumlarının utangaçlıktan kaynaklandığını düşündüklerinden tedavi için başvuru  oranlarının da düşük olduğunu görüyoruz.

Sosyal fobinin ilaç tedavisi antidepresan   denilen ilaç grubu ile gerçekleştiriliyor.Bu grup ilaçların bağımlılık yapma etkisi yoktur. Bu ilaçlar sanıldığının  aksine günlük kullanımları sırasında uyuşukluk, sersemlik, unutkanlık gibi olumsuz etkilere yol açarak kişinin etkinliğini olumsuz etkilemezler.

Antidepresanlarla tedavi başarısının oldukça yüksektir. En az 6-12 ay sürmesi gereken tedavide ilaç tedavisinin yanısıra  psikolojik tedavilerinde devreye  sokulması, tedavi başarısını daha da arttırmaktadır.

Dr. Emre Kızıltan
Psikiyatri Uzmanı
İstanbul - 23.10.2001
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail