nsan vücudunda, tüm organ ve dokuları besleyen damarlar damarlarda kan dolaşımının olabilmesi için evimizdeki musluklara suyu taşıyan su borularındaki gibi bir basınç gerekmektedir. Bu basıncın normalden fazla olmasına “hipertansiyon” denir. Diğer adı YÜKSEK TANSİYON’dur. Kan basıncı ölçülürken iki değere bakılır:

·       Büyük tansiyon (sistolik kan basıncı)
·       Küçük tansiyon (diyastolik kan basıncı)

Kalbin kasılması sırasında ölçülen kan basıncı, büyük tansiyon, gevşemesi esnasındaki kan basıncı ise küçük tansiyondur. HiPERTANSiYON, tanısı için büyük ve küçük tansiyondan birisinin normalden yüksek olması yeterlidir. Bu konu unutulmamalıdır. Bazı hastalar küçük tansiyondaki yüksekliği önemsememektedir ki; bu çok yanlıştır.
Oldukça yaygın bir hastalıktır. Hastaların azımsanmayacak bir kısmının kan basıncı yüksekliğinin farkında olmaması, hastalığın önemini artırmaktadır.
Tuz tüketiminin fazla olduğu toplumlarda, kan basıncı yüksekliğine daha sık rastlanır. Amerika Birleşik Devletleri’nde, hipertansif hasta sayısı, yaklaşık 50 milyondur. Türkiye’de, 1993 yılında yapılan bir çalışmada, 4023 adet kan basıncı ölçümü yapılmıştır. Bu çalışmada, diyastolik kan basıncı, hastaların % 36’ sında 85 mm Hg, sistolik kan basıncı
% 20’sinde 145 mm Hg’dan daha yüksek bulunmuştur.
70 yaşın üzerinde, hipertansiyon sıklığı % 30’lara çıkabilir.

Özet olarak; toplumdaki  beş –altı erişkinden birinde, kan basıncı yüksekliği vardır.

Nasıl su borularında basınç artışı, tıkanma ve patlamalara yol açarsa, hipertansiyon da damarlarda patlamalara ve tıkanmalara yol açar. Tüm organ ve dokularda damar olduğu için hipertansiyon tüm vücudu etkileyebilir. En çok zarar gören organlar; kalp, beyin, böbrekler, büyük atardamarlar ve gözlerdir...
Hipertansiyon bu organları etkileyerek kalıcı sakatlıklara, felçlere ve ölümlere yol açabilir.
Hipertansiyonun vücuda verdiği başlıca zararlar, aşağıda özetlenmiştir:
·       Kalp yetmezliği, kalp büyümesi, kalbi besleyen damarlarda daralma (koroner arter darlığı) ve tıkanma (kalp krizi)
·       Beyin kanaması, felç, beyin damarlarında daralma ve tıkanma,
·       Böbrek yetmezliği, böbrek fonksiyonlarında bozulma, 
·       Görme azalması ve körlük, 
·       Büyük atardamarlarda genişleme, yırtılma, tıkanma. Bunların sonucunda, kangren veya ani kanamalara bağlı ölüm meydana gelir.

Hipertansiyonun vücuda verdiği bu zararlar, hastaların moralini bozmamalıdır. Çünkü, tedavi edilebilir bir hastalıktır ve yeterli tedavi ile bu zararlar minimuma indirilebilir.

Dr. Işıl Yurdaışık
İstanbul - 05.10.2000
http://sufizmveinsan.com

Popüler Bilim
Ekim 2002
 


Üst Ana sayfa e-mail