Down Sendromlular’ın çoğunda 21. kromozomda trizomi mevcuttur; farklı Homo alt türüdürler. Hatası: Randomize bir dağılımla, ileri yaştaki annelerde daha fazla ortaya çıkar, Alzheimer hastalığına zemin hazırlar. Hastalar arasında hiç bir filogenetik, ontogenetik veya epigenetik râbıta yoktur.

Orak hücreli anemisi olanlar ayrı bir Homo alt türüdür. Hatası: Dünyâda ölümcül malarya parazitinin yaygın bulunduğu bölgedeki insanlardan bu genetik mutasyona uğramış olanlar ayakta kalabilmiş, diğerleri ölmüşlerdir ama bir kan hastalığının da gelişmesine yol açılmıştır. Benzer bir adaptasyon A, B ve 0 kan gruplarının tekâmülüyle olmuştur.

Siyah ırktan insanlar daha atletik ve güçlüdür, yâni üstündürler. Hatası: Siyah ırktan insanların habitatlarında böyle olanlar hayatta kalabilmiş, olmayanlar doğal ayıklanmayla ortadan kalkmıştır. Günümüzde bu üstünlükleri melezleşme yoluyla yok olmaktadır.

Akıl hastalarının diğer insanlarda farklı zihinsel yapıları onların hasta olmadığının, farklı bir Homo alt türü olduklarının göstergesidir. Tedavileri gerekmez. Hatası: Her ikisinin de polikromozomal-poligenik genetik geçişi vardır; sporadik vak’alar da çoktur. Toplum hayatına intibakları, işlevsellikleri ve iletişimleri bozuktur. Tedaviyle ciddi bir kısmı toparlanabilmektedir. Antipsikiyatristlerin çoluk çocukları ortalıkta mastürbasyon yapmaya, sesler işitmeye veya binlerce Dolarlık çizme almaya başlayınca soluğu psikiyatrların yanında almaktadırlar. Bir şeyin bütün dünyâda görülüyor olması onun normâlliğin bir varyantı olduğu anlamına gelmez. Eğer bu doğru olsaydı; aynı şeyi kanser, romatizma, astım ve daha bir alay hastalık için de düşünebilirdik.

Irksal farklılıklar mozaik adaptasyonlardır; bâzı açılardan bâzı insan gruplarında farklı özellikler gelişmiştir, ama bu onları üstün kılmaz. Eskimolar kısa boylu, kalın kemikli, tıkız ve sâkin mizaçlıdırlar çünkü öyle olmayanları o iklim şartlarında hayatta kalamamıştır. Akdeniz havâlisi insanların hepsi benzer genetik ve fenotipik özelliklere sâhiptirler: Esmer veya koyu tenli, genellikle hipertimik... Onlar da kutuplarda yaşayamazlardı.

Homo türünün değişik alt grupları arasındaki farklılıklar da minör mozaik adaptasyonlardan ibârettir. Genetik çalışmaları etnik araştırmalar, akrabalık ilişkileri veya hastalık intikalinin keşfi açılarından değerlidir; ama insanları üstünlük-alçaklık açılarından kategorize etmek için kullanılamazlar.

Kültürel evrimin biyolojik evrimin önüne geçtiği tek canlı insandır. Hangi kültürün öbüründen üstün olduğu sorunsalı ideolojiktir. 50.000 sene öncesinin avcı-toplayıcı atalarımızın yerini, yeni sömürgecilik sâyesinde (!) göçmenlik almıştır. Spektrumun öbür ucunda ise yok mekânlarda yaşayan ve Homo ekonomikuslar yer almaktadır.

Bir tenkide binâen, “Hepimiz kardeşiz.” derkenki felsefî espriyi, “hepimizin aynı kaba etmesi”yle aynı kefeye koyamıyorum. Bir ifâdenin mükemmelliği için sâdece akl-ı hikmete ve kudrete istinat etmesi yetmez, güzel de olması gerekir diye düşünüyorum.

Prof.Dr. M. Kerem Doksat
doksat@superonline.com
İstanbul - 21.01.2003
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail