Karne

 

Kuran, ikra-oku kelimesi ile, Karn kelimesi kökünden gelen: “Tüm yaratılışı kendinde toplayan” anlamındaki iki kelimenin, birlikte ifade ettiği bir kitaptır.

Kurun-kavim ifadesi, aynı doğrultuda, tek kişilik bir toplum olan kamil (olgun) insandır.

İnsan, fıtratında ham olarak alemlerdeki bütün özellikler ham veya bebek halde bulunduğu gibi, oluşumu ve tekamülü süresince edindiği vasıflarıda bünyesine ilave ederek (eğitim-dersler, idrisle temsil edilen) değeri artan yükselebilen bir yapıdadır. Bünyesi bir binadır YÖNELİMine göre istediği gibi bina edilir ham maddeler hazırdır içi dekore edilir, zenginleştirilir.

okunacak olan, tüm kainat - alemler topluluğu ve bir özeti olan yazılı kuran olduğu gibi; İnsan denilen yaşayan kitap, bir kavim, topluluktur ki; bu kavim, içinde Allahtan ruh-rasulün, rasullerle temsil edilen yüksek değerlerin, özelliklerin, meleklerin, cinlerin ve bütün alemlerin fıtratında bulunduğu bir özet, yaşayan kitap ve topluluktur.

Bu yüce kitaplar; “kainat, kuran ve kişi-kavim olan insan” düşünerek okunur, Basiretle görülür, sarih ilimle bilinir, hak manası ile anlaşılır. Dışarıdan göz görüntüsü ile hakikati kavranamaz. Yaptıkları ile yönelimleri ile, sözleri, ahlakı, davranışları ile, tutum ve tavırları ile tanınır. Onu elbette en iyi yaratan bilir.

Kişinin oluşmuş gerçek manasını ve zatını ölü iken olduğu gibi, karşımızda dururken ve yaşarken de gözle göremeyiz, zahiren bilemeyiz ve gereğince ulaşamayız.

100, Karn-mer-men.

Kişi-kavim-İnsan, asıl ana karnı olan arzda oluşturulur, yazılır.

Bu kitap, Kelimeleri ile, cümleleri ile, bölümleri ile ve toplamı ile bir anlam ifade eden toplu bir olay ve Oluşumdur.

Bu kitap; hıfz olunan - korunan, kaydedilen- yazılan, toplanıp okunacak ve değerlendirilecek olan yaşayan bir kitaptır.

Dikkat bu kitap doğru bir kitap olmalıdır içinde yanlışlar, hak ile çelişki hele yalan hiç olmamalıdır.

Kitap ile birlikte bir çok anlam-mana oluşur. Bu mana, rasul önderliğinde vahye dayanan bir mana ifade ederse bu, ne ala bir kitap;

Fakat eğer şüpheye, “temeli kainatta ve kuranda yazılı gerçek İLİM olmayan bir takım mantığa” dayanan ve arkadaşı aldatıcı şeytan olan bir mana ifade ederse ne sefil-aşağılık bir kitaptır.

Kötü arkadaş, kişi ile bütünleşmemiş (secde etmemiş) gerçek dost olmamış ve kişiyi hep yanlışa sürükleyen, düşman bir yandaştır.

Kişinin yaptıkları, kişiyi oluşturur: “eğer doğru söyleyenlerden OLDUYSANIZ”

Ve Kişi, yapıtıklarıyla rehin alınır, bağlanır.

Kişinin herbir özelliği, kitabındaki birimlerdir ve Kişinin yaptığı herbir olay, aynı anda kişiyi oluşturan bir oluştur. Fiilleri, kişinin kimlik oluşumuna eklenen yüklemlerdir.

Kişi; Sevdikleriyle, Yaptıklarıyla OLAN ve oluşan bir kişi-kavimdir.

Kişinin içinde ve üstünde bulunan kaydedici melekler, Kişiyi meydana getiren çeşitli melekler topluluğundan meleklerdir.

Adem-insan, içinde tüm meleklerin ve cinlerin bulunduğu topluluk olan bir kavimdir. Tüm melekler, adem bünyesinde ve yakın çevresinde tam uyumla (iblis hariç) bütünleşmiştir.

İnsan içinde bulunan en önemli değer, insanı Allaha çeken Ruh-Rasuldür.

Azrail diye bilinen ve ölüm meleğide denilen, insan ile birlikte, saat yalnız kendisine bildirilen rasul ve o saati tutan melekte bulunur. (bak.72/27)

Madde dediğimiz mevcut, nasılki genel bir ifade ise ve insandada bulunuyor ise; söz konusu isimleriyle temsi ettiği özelliği ifade eden melekler ve cinler, mevcudat içinde ilgili heryerde ve insan içindede bulunan melekelerin genel ifadesidir.

Kişide hangi meleke hakim ise; o melek, o kişinin o anda sahibi olur. O kişi, o meleke ile o anda bütünleşmiş, ona tabi olmuştur, onun sözcüsüdür. İlerisinde ona yakınlığı ve bütünlüğü derecesinde onu temsil eden biri olur.

Melekler ve cinler, insanın içinde bulunduğu gibi sadece insan içinde değil, makro insan olan kainatın bütününde bulunur.

İnsan, bir bütün olarak, tohumu taşıyan incir gibi tatlı bir baba, oluşumu rahmetle saran, koruyan ve besleyen rahmin içindeki zeytin gibi faydalı bir anne, turisina gibi üzerinde Allah nurunun tecelli ettiği yer ve gönülden emin olunan bir belde olarak en güzel kıvamı bulur. İşte en güzel takvim-kavim olan gerçek gaye insan budur. Bu oluştan ne kadar uzak olursa o kadar aşağı iner. İnsanı istenen kıvama getirecek yol, güzele İMAN ve bu yolda kendisini ISLAH çalışmalarıdır.

Bu kişi; kuran ruhu, nuru ve manası ile gerçeği, ancak güzellikle anlatan ve uyaran bir nasihattir. Kişilere karşı asla zorlayıcı OLANlardan değildir.

Turgut SAK