Her Günü Oruç, Her Ayı Ramazan Bilmek!...

 

Her gelişinde yüreğimizde tarif edilmez sevinçlerin tezahür ettiği, gidişinde ise tatlı bir hüznün yaşandığı kutlu bir ayı idrak etmenin huzuru var içimizde. Ramazanla birlikte uzun zamandır hasretle yolunu beklediğimiz bir dosta kavuşmanın sevincini yaşıyoruz şimdi. Çünkü İslam varlığını daha bir canlı hissettirir bu ayda, daha bir belirgin hale gelir hayatın içinde. Günlük hayatın akışında, çarşıda, pazarda, sokakta, gecede, gündüzdedir Ramazan. On bir aylık rutin hayatımızda köklü bir değişimin habercisidir sanki. Allah'a kul olmanın hazzını iliklerimize kadar hisseder, yaşadığımız zamanın şuurunda oluruz. Oruç, sahur, iftar, teravih, mukabele, merhamet, sevgi bütün sıcaklığıyla hayatımızı kuşatır bu ayda.

Ramazan bütün hususiyetlerini toplumun her kesimine dokur inceden inceye. Onda hayat bulur hasta yürekler. Bir yıl boyunca kirlenen yüreğini onun münbit ve bereketli ikliminde yıkar insan. Onunla yeniden dirilmenin, hayata gönül penceresinden bakmanın tarif edilmez huzurunu yaşar... Feyiz ve bereket bu ayda sağanak halinde yağar çorak gönüllere, gönlünü ramazana açanlara... Onda ben değil, biz vardır. Onda, yılın diğer aylannda pek önemsemediğimiz yardımlaşma, yoksulu gözetme ve İslami kimliğimizin şuurunda olma vardır. İbadetlerimizden aldığımız haz bu ayda bambaşka bir mana ve derinlik kazanır. Her şeyi ile bir bereket ayıdır o. Öylesine mübarek bir ay ki yalnızca oruç tutanları değil, tutmayanları da kuşatır manevi havasıyla. Kültürüne ve inancına yabancılaşmış günahkar gönüller bile onun rahmet ve mağfiretinden istifade eder. Manevi de olsa, insanların yalmz kendi dünyalarında, kendi evlerinde, kendi sofralarında yaşadıkları bir zevk olarak kalmamalı bu ay. Onu bütün güzellikleriyle gönlümüzün derinliklerinde yaşamalıyız. Ve de paylaşmalıyız onu; yoksullarla, mazlumlarla ve yüreği yaralı insanlarla. Dahası son ramazanı idrak ediyormuş gibi feyiz ve bereketlendirmeli bu ayı. Her günü oruç her ayı da ramazan bereketinde geçirenlere ne mutlu!..

Sayılı günleri ilahî bir neşve içinde geçen ve tatlı bir hüzünle uğurlanan Ramazan ayının sosyal hayatımıza kattığı güzellikleri kelimelerle ifade etmek zor görünüyor. Her anının ibadetle dolu olması, insanın varoluş sebeplerini bu ayda daha fazla idrak etmesi, özümüzde yer alan, ancak çoğu kere farkına varamadığımız iyilik ve feragat hassamızın bu ay içinde kendisini fazlasıyla göstermesi dolayısıyla bu ayki kapak konumuzu Ramazan'a ayırdık. Yaşadığımız bu manevi atmosferin Ramazanla sınırlı kalmamasının azminde olmak gerektiğini düşünüyor, yılm diğer aylannda da aynı şuuru ve aynı iklimi sürdürmek gerektiğinin altını çizmek istiyoruz.

Dileğimiz Ramazanla kazandığımız güzelliklerin arınmaya ve yeni başlangıçlara vesile olmasıdır. Bu ayın, İslam aleminde esen kara bulutların yok olması için bir başlangıç olmasını Allah'u Teala'dan niyaz ediyoruz. Ramazan-ı Şerifiniz mübarek olsun efendim...

Selim Çakıroğlu
(Yeni Dünya Dergisi editörü)