Evren'in Derinliği

Akşamları özellikle yaz günlerinin bulutsuz gecelerinde gökyüzüne baktığınızda karanlık ve ucu bucağı görülmeyen bir gökyüzünüz olur. Gözünüzün alabildiği kadar uzaklar sizin gökyüzünüzü oluşturur, her ne kadar yeryüzüne ait gökyüzü hakkında Sahip Olduğunuz bilgiler bunun tersini söylesede.

Sabahları gökyüzünüz mavi rengi, yada bulutları görebildiğiniz yere kadar olmasına rağmen, geceleri gökyüzünüz genişler.Elbette kış aylarında da gökyüzünüz gündüz olduğu gibi dar bir skaladadır, bulutlar nedeniyle.

Biz yine yazımızın başlığı ile bağlantılı olan kısımdan, yaz aylarında gördüğümüz gecelerin, gökyüzünden bahsedelim.

Karanlıktır, ama yanıp sönen parıltılar vardır derinlerde. Sürekli göz kırparlar size. Herbiri size olan uzaklığına göre ve kendisindeki parlama gücüne göre size ışınlarını ve belki algılayamadığınız bir çok dalgayı gönderir. Siz bu dalgaların algılayabildiğiniz kadarını hayal bölgenize kaydırıp görüntü haline sokar daha sonra vehim kanalınızın yardımıyla onların hayalinizdeki yerde, hayalinizdeki şekilde olduklarına inandırırsınız kendinizi.

Halbuki sizin gördüğünüz yerde olduğuna inandığınız o yıldız belki çoktan sönmüş size ise var olduğu zamanlardan kalma ışınları ulaşmakta.

Konuyu fazla dağıtmadan yeniden o derin karanlığa dönelim. Sizce ne kadar derinliğe kadar görüyorsunuz o karanlığı. Yıldızlar olmasaydı  o karanlık hakkında bir derinlik hissiniz olur muydu acaba?…Yoksa düz kara bir duvar mı görürdünüz derinliksiz yada algılayamadığınız derinlikte!!!

Bir başka açıdan da yaklaşmak mümkün yukarıda yazılanlara. Bu sefer o derin karanlığı bu yazıyı okuduğunuz beyaz kağıt olarak düşünün. Nasıl olsa sonsuz Evren`de gödüğünüz ve size sınırsız gibi gelen o karanlık gökyüzünüz, Evren`in tümüne oranla bir kağıt parçasından öteye geçmez.

Gökyüzünüzü bir kağıda sığdırmama izin verdiyseniz yıldızlarınızı da bu beyaz kağıttaki harfler olarak tanıtmama kızmazsınız sanırım.

Tüm bu benzetmelerden sonra yukarıdaki yazılarıda şu şekilde çevirmek mümkün olur sanırım.

Bu yazıdaki harflerden de beyninize ışık demetleri ulaşmakta ve algıladıklarınız hayal bölgenizde şekillendirilmekte daha sonrada yine vehim kanalınız bu yazıyı karşınızda var kabul ettirmektedir.

Bu yazıda anlatılanlar beyninizde başka bilgilerle eşleşerek size bir şeyler düşündürebildiyse bu da yazının derinliğidir ki sizin anlatılanlara uzaklığınız ve yakınlığınız derinliği belirleyen ana unsur olmaktadır.

Aslında yazının gerçek derinliği sizin anlayışınızla sınırlı değildir, birileri bu yazıdan sadece Evren ve kağıt üzerindeki harfler hakında görüş sahibi olurken, başka birileri bambaşka şeyler görecek, daha başka birileri ise benim bile bilemediğim derinlikler görebilecektir.

Herkes kendi görüş kuvvetinin keskinliği kadar Evre`nin derinliklerini ve o derinliklerdeki yıldızları görebilir, böylece onu kendi gökyüzü içine katabilir. Fakat bu gökyüzleri, Evre`nin gerçek derinliği yanında bir hiç durumunda kalmaya mahkumdur.

Serter Saltık
(İTÜ Fizik Müh.)