--- RAMAZAN BAYRAMI İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
ÜÇ AYLAR
RECEP AYI
Recep lafzı, (Arapça aslına göre) üç harften ibarettir. Şöyle ki: RA, CİM, BA..
RA: Yüce Allah’ın rahmetine işarettir..
CİM: Yüce Allah’ın cömertliğine delildir..
BA: Yüce Allah’ın iyiliğini ve ihsanını kaplar.
Bu ayın başından sonuna kadar kullara üç ihsan gelir:
-Azab olmadan bol rahmet..
-Cimrilik olmadan bol bol cömertçe vermek..
-Cefasız, sefalı ihsan.(1)
RECEP AYI İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Peygamberimiz (s.a.v.) buyuruyor ki:
“Beni dinleyin, Recep, insanların kavga düşüncesine kapılmadıkları bir Allah ayıdır. İnanarak ve önem vererek Recep ayından bir gün oruç tutanlar, Yüce Allah’ın rızasını hak ederler.” (MÜKÂŞEFETÜ’L KULÛB S: 596)
Kim, dokunulmaz aylardan (Zilka’da, Zilhicce, Muharrem ve Recep ayları) üçer gün oruç tutarsa amel defterine dokuz yüz senelik ibadet sevabı yazılır. (MÜKÂŞEFETÜ’L KULÛB S: 597)
Recep yel gibi, Şaban bulut gibi, ve Ramazan yağmur gibidir. Recep ayındaki ibadet ve itaat, diğer aylarda yapınlara göre bire on, Şaban ayında bire yetmiş, Ramazan ayında ise bire bindir.
Recep, kişinin bedenini temizler. Şaban ayı gönlünü temizler. Şaban’ın diğer aylara üstünlüğü, benim diğer peygamberlere üstünlüğü gibidir. Ramazan ayının diğer aylara üstünlüğü, Allah’ın halka üstünlüğü gibidir. (ENVARÜ’L AŞIKIN D:382)
Recep ayı içinde, Şaban ayı için çok hayır tercip (hazırlanılır) edilir.(GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 532)
Dikkat ediniz; Recep ayı haram aylardan biridir. Nuh Aleyhisselamı Allah Taala bu ayda gemiye bindirdi. Nuh Aleyhisselam gemide iken oruç tuttu. Gemide kendisi ile beraber olanlara, oruç tutmaları için emir verdi. Böylece Allah Taala, yeryüzünü tufanla, küfür ve azgınlıktan temizledi. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 536)
Bir kimse, Recep ayında bir gün oruç tutarsa, onun tuttuğu bu oruç otuz seneye bedeldir. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 539)
Zaman Allah Taala’nın yeri ve semaları yarattığı günden bu yana, olduğu gibi dönüp durmaktadır. Sene on iki aydır. Bu aylardan dört tanesi haram aylardır. Üç tanesi peş peşe gelir ki ; şunlardır: Zilkade, Zilhicce, Muharrem.. O aylardan bir tanesi de tek gelir ki: Receb-i Mudar olup Cemaziyelahir ile Şaban arasındadır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 533)
Cenette bir ırmak vardır, bu ırmağın adı Recep’tir. Sütten daha beyaz, baldan daha tatlıdır. Bir kimse, Recep ayın da bir gün oruç tutar ise, Allah Taala kendisine o ırmaktan içirir. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 542)
Bir kimse haram ayarda üç gün oruç tutar ise.. yani: Perşembe, cuma, cumartesi gününü.. Allah Taala onun için yedi yüz senelik ibadet sevabı yazar. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 543)
Bir kimse Recep ayında bir sadaka verirse, bin altın sadaka vermiş gibi sayılır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 544)
Resulullah (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurdu:
Recep Allah’ın ayıdır; Şaban benim ayımdır; Ramazan ümmetimin ayıdır.
Resulullah (s.a.v.) efendimize soruldu:
“ -Ya Resulullah, Recep ayı için “Allah’ın ayı” diye anlatmanızın sebebi nedir?
Şöyle buyurdu:
“-Çünkü, bu ayda özellikle mağfiret boldur. Bu ayda, halkın kan dökmesine mani vardır. Bu ayda, Allah Taala Peygamberlerinin tövbelerini kabul buyurmuştur. Allah Taala, bu ayda Peygamberlerinin düşmanlarından korumuştur.
Bir kimse Recep ayını oruçlu geçirir ise, Allah Taala üç şey onun için gerekli kılar. Şöyle ki:
-Geçmiş günahlarının tümünü bağışlar.
-Kalan ömrünün temiz geçmesini temin eder.
-Büyük huzura çıkılan kıyamet gününün susuzluğundan da onu emin kılar.” (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 550)
RECEB AYINDA KILINACAK NAMAZ
Selman-ı Farisiye rivayetinde; Resulullah (s.a.v.) efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
-“Ya Selman, iman edenlerden kadın veya erkeklerden biri; bu ayda (Recep) otuz rekat namaz kılarsa.. bu namazların her rekatında dahi, Fatiha suresini okunduktan sonra, üçer kere de İhlas suresi ile Kafirun suresini okursa, Allah Taala onun günahlarını siler.
Onun için vereceği ecir dahi, ayın tümünü oruç tutan ecri gibidir. Gelecek seneye kadar, namaz kılanın sevabını alır. Her gün o kimse için Bedir şehidlerinden bir şehidin ameli kadar amel sevabı verilir.
Her gün tutacağı oruç için, kendisine bir senelik ibadet sevabı yazılır. Bin kat derecesi artar.
Ayın tümünü oruçlu geçirir de; anlatılan namazı da kılar ise, Allah Taala onu, cehennem azabından kurtarır. Kendisine de cenneti gerekli kılar. Öbür alemde de Yüce Hakk’a yakınlardan olur.
Bu durumu Cebrail bana haber verdi ve şöyle dedi:
“-Ya Muhammed, kılınacak bu namaz, sizinle müşrikler ve münafıklar arasında bir alamet sayılır. Zira münafıklar bu namazı kılmazlar.”
Daha sonra Selman (r.a) şöyle dedi:
“-Ya Resulullah, bu namazı nasıl kılacağımı ve ne zaman kılacağımı bana bildir.” Diye sorduğum zaman, Resulullah (s.a.v.) efendimiz şöyle buyurdu:
“-Ya Selman, Recep ayının ilkinde on rekat kılarsın.
Her rekatında, bir kere Fatiha suresini okuduktan sonra; üç kere İhlas suresini okursun.. üç kere de Kafirun suresini okursun.
Namazı bu şekilde kılıp bitirdikten sonra; iki elini semaya açar şöyle dersin:
“Allah’tan başka ilah yoktur; birdir, ortağı yoktur.
Mülk O’nundur; hamd O’na mahsustur.
O, öldürür, diriltir. O, ölmez, diridir.
Hayır O’nun elindedir. O her şeye kadirdir.
Allah’ım verdiğine, kimse engel olamaz. Engel olduğuna, kimse bir şey veremez.
Hiçbir iyilik sahibi kendiliğinden faydalı olamaz; zira iyilik Sen’dendir.”
Bu duayı bitirdikten sonra iki elini yüzüne sürersin.
Recep ayının ortasında dahi, on rekat namaz kıl. Her rekatında bir kere Fatiha suresini oku; Daha sonra üç kere İhlas suresini oku; üç kere de Kafirun suresini oku.
Namazı bitirip selam verdikten sonra, iki elini semaya kaldır ve şu duayı oku;
“-Allah’dan başka ilah yoktur. Birdir, şeriki yoktur.
Mülk O’nundur; hamd O’na mahsustur.
Diriltir; öldürür. Kendisi ölmez, diridir.
Hayır O’nun elindedir. O her şeye kadirdir.
Vahid, Ehad, Samed, Ferd, Vitr ilahtır.
Kadın tutmamıştır, çocuğu yoktur. “
Bu duayı da okuduktan sonra ellerini yüzüne sürersin.
Recep ayının son on günü içinde dahi on rekat namaz kılarsın. Her rekatında bir kere Fatiha suresini okursun. Fatiha suresini okuduktan sonra üç kere İhlas suresini okursun. İhlas suresini okuduktan sonra üç kere Kafirun suresini okursun.
Selam verdikten sonra ellerini semaya kaldır ve şu duayı oku:
“-Allah’dan başka ilah yoktur. Birdir, şeriki yoktur.
Mülk O’nundur; hamd O’na mahsustur.
Öldürür, diriltir. Hayır O’nun elindedir.
Allah Taala, Efendimiz Muhammed’e onun temiz aline salat eylesin.
Güç ve kuvvet , ancak Yüce Azim Allah’ındır.”
Bundan sonra ne gibi bir dileğin var ise.. dile: Duan makbul olur.
Cehennemle aranda dahi, yetmiş hendek açar. Her hendeğin eni boyu, yerle sema arası uzunluktadır. Senin için, ayrıca bir milyon rekat namaz sevabı yazılır. Yine senin için, cehennemden beraat fermanı yazılır. Sırattan geçmene yol verilir.” (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 548)
REGAİP GECESİ
REGAİP GECESİ İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Recebin yirmi yedinci günü oruç tutan kimseye Allahü Teâlâ altmış aylık oruç sevabı verir. (İHYÂU’ULÛMİ’D – DİN CİLT: I S: 1040)
REGAİP GECESİ KILINACAK NAMAZ
Recep ayının ilk Perşembe günü oruç tutulmalıdır. O günün akşamı cum’a gecesi, akşam ile yatsı arasında oniki rekat namaz kılmalıdır. Bu namazda okunacak dualar:
-Bir kere Fatiha suresi
-Üç kere Kadr suresi (97sure)
-On iki kere İhlas suresi
Her iki rekatte bir selam verilir. Bu namazı kıldıktan sonra: Bana şu salavat yetmiş kere okunur:
-Allah’ım Nebiyy-i Ümmi Muhammed’e salat ve selam eyle..
(Allahümme salli ala Muhammedin’in – Nebiyy’il – Ümmüyyi ve sellim..)
Bundan sonra secdeye varmalı ve secde de şu tesbih ve takdis okunmalıdır:
-Tam manası ile noksan sıfatlardan münezzeh, pek mukaddes olup meleklerin ve ruhun Rabb’ıdır.
(Sübbuhün, Kuddusün, Rabbül – melaiketi ver – ruh.)
Sonra secdeden başını kaldırır şu duayı yetmiş kere okur:
-Rabb’im beni bağışla merhamet eyle. Bildiğin günahlarımdan geç, Sen Azim’sin, Azam’sın.
(Rabbiğfir verham ve tecavez amma ta’lem feinneke Aziz’ül – A’zam)
Bundan sonra ikinci bir secde daha yapar. Birinci secdede okuduğu duayı aynen okur. Daha sonra ne dileği var ise.. diler. Allah Taala onun bütün dileklerini yerine getirir. (GÜNYET-ÜL TALİBİN S; 552)
Mİ’RAÇ
Mi’raç olayında ”İsra” ve “Mi’raç” aşamaları var. Mekke’den, Mescid-i Aksa’ya, yani Kudüs’e bir anda gidişinin adı. “İsra” dır.
Kudüs’ten göklere yükselmek, diye anlatılmaya çalışılan, oysa cennette ışınsal boyut olan berzah alemini gezmesi de, “Mi’raç” denen olay. (2)
İsra hadisesi bir tayyi mekan olayıdır. Kudüs’deki ziyaret ve Kudüs’deki Resullerin ruhaniyetleriyle toplu olarak buluşma. Bu birinci bölümü…
Bu olayın tamamı üç bölümde incelenir.
İkinci bölümü, semaları geziş ki, bu cennet ve cehennem boyutlarını seyir olayı BOYUTSAL bir gezi olayı; madde beden olayı değil!.. Bu da Miraç değil.
Üçüncü bölümü ise, Sidret-ül Münteha denilen; ef’al aleminin çokluk aleminin son bulup, Cebrail’in “Ben buradan sonra yokum.” Dediği noktadan başlayıp, Hz Resulullah’ın kendi hakikatine yönelmesi suretiyle Rabbini batınında müşahede etmesi; “MİRAÇ” denen olaydır.
Bu üçüncü bölümü batıni – enfüsi bir seyirdir; afaki bir seyir değil.
Birinci bölüm, tay-yi Mekan olayıdı. İsra olayıdır Mekke’den Kudüs’e!.
İkinci bölüm, semaları , cennet ve cehennemi gezmesidir. Cebrail’in eşliğinde. Bu da Miraç değildir.
Esas Miraç denen üçüncü bölüm ki, bu enfüsidir. İkinci bölümde afaki idi. Semaları gezişi, cennet ve cehennemi görüşü afaki idi. Afaki seyir idi. Üçüncüsü enfüsi seyirdir, Rabbini batının da görmesidir.
“Kab-ı gavseyn ev edna” yani “yayın iki ucunun yakınlığı hatta daha da yakın” nisbetinde kendi hakikatinde, özünde Rabbini müşahede etmesi!.. İşte bu Mirac’dır.(3)
Mİ’RAÇ GECESİ İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Mi’raca çıktığım gece , bana cennet’in her tarafı gösterildi. Cennette dört tane ırmak gördüm. Bir ırmak sudan, bir ırmak sütten, bir ırmak şaraptan, bir ırmak da baldandı. Dedim ki:
“Ey Cebrail, bu ırmaklar nereden gelir nereye gider? Cebrail dedi ki:
“Kevser havuzuna gittiğini biliyorum, ama nereden geldiğini bilmiyorum. Allah Taala’dan iste de sana öğretsin veya göstersin.” Hz. Peygamber Rabbından istedi. Bunun üzerine bir melek geldi ve Hz. Peygambere selam verdi. Sonra dedi ki;
“Ya Muhammed, gözlerini yum. Hz. Peygamber diyor ki; Ben gözlerimi yumdum. Sonra melek, gözlerini aç dedi. Ben gözlerimi açtım Bir de baktım ki; bir ağacın yanında duruyorum. Orada bembeyaz inciden bir kubbe gördüm. Onun som altından bir kapısı vardı ve kilitliydi. Eğer dünyada bulunan cinler ve insanlarla birlikte her şey, o kubbenin üzerine konmuş olsaydı bir dağın üzerine oturan bir kuş gibi olurlardı. Bu dört ırmağın o kubbenin altından çıktığını gördüm. Geri dönmek istediğimde, o melek bana dedi ki; kubbenin içine niçin girmezsin? Ben, nasıl gireyim? Kapısı kilitli, anahtarı da yok dedim. Melek dedi ki; onun anahtarı “Bismillahirrahmanirrahiym”dir.Anahtara yaklaşıp “Bismillahirrahmanirrahiym” deyince kilit açıldı. Kubbenin içine girdim ve gördüm ki bu ırmakların her biri kubbenin dört direğinin altından akıyor. Ve kubbenin dört direğinin üstünde de “Bismillahirrahmanirrahiym” yazılıydı. Su ırmağının;besmelenin “MİM”’inden çıktığını gördüm. Süt ırmağının Allah’ın “HA”’sından çıktığını gördüm. Şarap ırmağının Rahmanın ”MİM”’inden, bal ırmağının da Rahimin”MİM”’inden çıktığını gördüm. Bu dört ırmağın aslının besmeleden çıktığını o zaman anladım. Bunun üzerine Allah Azze ve Celle dedi ki:
“Ya Muhammed senin ümmetinden her kim ki riyadan uzak ve halis bir kalple beni bu isimlerimle anarsa ve“Bismillahirrahmanirrahiym” derse ben ona bu ırmaklardan içiririm.” (İBN KESİR CİLT II/ S.47)
Mi’raca çıkarıldığım gece bir topluluk gördüm ki ağızları ateşten makaslarla kesiliyordu. Bunlar kimdir? dedim. Bunlar insanlara iyiliği emredip kendileri unutan dünya ehlinden ümmetinin hatipleridir, dediler. Onlar kitabı okudukları halde hiç akletmiyorlar mı? (İBN KESİR CİLT II S: 324)
Tebarani’den rivayette; Resulullah (s.a.v.) Mir’aca götürüldüğünde, Cebrail (a.s) onu dünya göğünde bir yere götürdü ve orada bir ırmakla karşılaştı. Üzerinde inci ve zebercelden bir köşk vardı. Resulullah onun toprağını kokladı ve birde baktı ki o, misktir. “Ey Cebrail, bu ırmak da ne?” Deyince; “Bu Rabbının senin için hazırlamış olduğu Kevser’dir.” Dedi. (İBN KESİR CİLT XV S: 8695)
Mi’raca çıktığım gece, Cebrail’e sordum:
-Bu kubeli çadırlar kimindir? Şöyle anlattı:
-Bunlar senin zevcelerin çadırlarıdır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 708)
Bir kimse Receb-i Şerif’ te istiğfarı çok yaparsa, Cenab-ı Hakk’ın en büyük rızasını kazanmış olur. (İLAHİ EMİRLER S; 92)
RECEP, Allah’ın ayıdır. Şaban benim ayım, Ramazan da ümmetimin ayıdır. (İLAHİ NİZAM S; 678)
Kim, haram aylardan (Zil’kade, Zilhicce, Muharrem ve Recep) üç gün oruç tutarsa onun için dokuz yüz senelik oruç sevabı yazılır. (İLAHİ NİZAM S; 679)
Allah, dört gecede hayır döker, saçar. Bunlar, Kurban bayramı gecesi, Ramazan bayramı gecesi, Şabanın on beşinci gecesi ve Recebin birinci gecesidir. (İLAHİ NİZAM S; 680)
Beş gece vardır ki, Allah’a o gecelerde yapılan dualar reddolunmaz. Bunlar; Recebin birinci gecesi, Şabanın on beşinci gecesi, Cum’a gecesi ve iki bayram geceleridir. (İLAHİ NİZAM S; 680)
Mİ’RAÇ GECESİ KILINACAK NAMAZ
Mi’raç gecesinde iyi amellerde bulunan kimse için yüz senelik mükafat vardır. Her kim bu gecede on iki rekat namaz kılar, her rekatta Fatiha-i Şerif ile kur’andan bir sure okur ve iki rekat başında oturur ve sonunda selam verir sonra yüz kere:
“Sübhanallahi velhamdülillahi velailahe illallahü vallahü ekber.” der.
Sonra yüz kere salavat getirir ve dilediği kadar, kendisi için din ve dünya hususunda dua eder ve oruçlu olarak sabahlarsa, kötülükten başka ne dilerse Allah Taala dilediğini verir. (İHYÂU’ULÛMİ’D – DİN CİLT: I S: 1039)
ŞABAN AYI
Şaban lafzının (Arapça aslına göre) hafleri beş tanedir: ŞIN, AYN, BA, ELİF, NUN..
ŞIN harfi: Şaban ayının şerefine delalet eder.
AYN harfi: Şaban ayının üstünlüğüne delalet eder.
BA harfi: Şaban ayındaki iyiliğe ve üstünlüğe delalet eder.
ELİF harfi: O’nunla olan ülfete delalet eder.
NUN harfi: Şaban ayının nuruna delalet eder.
Üstte anlatılan ihsanların tümü: Bu ayda Allah tarafından kula ihsan edilir.
Hayır kapıları bu ayda açılır.
Bu ayda, kullara bereketler, uğurlar iner
Bu ayda, günahlar silinir.
Bu ayda, yaratılmışların hayırlısı Resulullah (s.a.v.) efendimize çok salatı şerife okunmalıdır. (4)
ŞABAN AYI İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Hz Aişe’den rivayette: Resulullah (s.a.v.) şöyle sordum; Görüyorum ki Şaban ayında daha çok oruç tutuyorsun.
Bana şöyle buyurdu:
“Ya Aişe, bu ay öyle bir aydır ki; ölüm meleğine, gelecek sene içinde ölecek kimselerin isimleri bu ayda yazılıp verilir. İstiyorum ki, ismim ölüm meleğine verilecek ise. ancak oruçlu olduğum halde verilsin.”(GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 564)
Enes (r.a.) den rivayette: Resullullah (s.a.v.) efendimize, oruçların en faziletlisi sorulduğu zaman , şöyle buyurdu;
“Ramazan ayına tazim için, Şaban ayında tutulan oruçtur.” .(GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 564)
Bir kimse, Şaban ayının son pazartesi gününü oruçlu geçirir ise. günahları bağışlanır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 564)
Şaban ayına: Şaban isminin verilmesinin bir sebebi odur ki, o ayda Ramazan ayına hayırlar dağılır. Ramazan ayına da Ramazan denmesinin sebebi.. o ayda günahların yanıp silinmesidir. .(GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 565)
Şaban girdiği zaman nefslerinizi temizleyiniz. Niyetlerinizi güzelleştiriniz. (İLAHİ NİZAM S; 681)
Hz Aişe rivayet eder;
Allah Resulu oruç tutardı, öyle ki, biz, “oruçsuz değil!” derdik, Oruç tutmazdı. Öyle ki, biz, “oruç tutmuyor!” derdik. Böyle aralıklı olarak tuttuğu oruçların çoğu Şaban’ da olurdu. (İLAHİ NİZAM S; 681)
Üsame’den rivayet; Resulullah’a dedim ki:
“-Ey Allah’ın Resulu, hiçbir ayda Şaban ayında ki kadar oruç tuttuğunu görmedim!..”
Buyurdular:
“-Bu, bir aydır ki insanlar Recep ile Ramazan ayları arasında ondan gafil olurlar. Halbuki o, öyle bir aydır ki Onda ameller, alemlerin rabbı olan Allah’a yükselir. Ben de oruçlu bulunduğum halde amelimin Allah’a yükselmesini isterim.” (İLAHİ NİZAM S; 681)
Şaban ayının yarısından sonra, Ramazan orucundan başka oruç yoktur. (KİMYA-YI SAADET S;143)
BERAT GECESİ
BERAT GECESİ İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Şaban ayının on beşinci gecesi Azrail’e bir sonraki Şaban ayına kadar ölecek olanların isimlerini bildirir. İnsan bir yandan ağaç diker, evlenir ve evler yaparken, öbür yandan adı ölecekler listesine geçmiştir. Azrail kendisine son emir verilerek, onun canını almayı beklemektedir. (MÜKÂŞEFETÜ’L KULÛB S:601)
Şaban ayının yarısı olduğu (15) gece; Yüce Allah dünya semasına nuzul eyler ve her müslümanı bağışlar. Ancak şunlar hariç: Müşrik, bid’at ehli, akrabalara gidişi-gelişi olmayan, namusunu satan kadın. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 573)
Bu sene doğacak çocukların her biri bu gece yazılır.
Bu sene ölecek kilerin her biri bu gece yazılır.
Kulların rızıklarının hemen hepsi bu gece gelir.
Kulların yapıp ettiği işlerin hemen hepsi bu gece Yüce Hakk katına çıkarılır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 573)
Hz Aişe Resulullah efendimizin şöyle buyurduğunu anlatmıştır:
“-Ya Aişe, bu gecenin nasıl bir gece olduğunu bilir misin?.”
Şöyle dedim: “En iyisini, Allah ve Resulu bilir.”
Şöyle buyurdu;
“-Bu gece Şaban ayının yarısıdır.”Dünya işleri ve kulların işleri bu gece Yüce Hakk’ a arzedilir. Bu gece cehennemden azad edilenlerin sayısı; Kelb kabilesinin koyunları sayısı kadardır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 575)
Şaban ayının yarısı olduğu gece Allah Taala dünya semasına nüzul eyler.. Kelb kabilesi koyunları sayısından daha fazla kimseleri bağışlar. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 576)
Allah Taala, hayrı şu dört geceye dağıtmıştır:
a-Kurban bayramı gecesine
b-Ramazan bayramı gecesine
c-Şaban ayının orta (15) gecesine.. Bu gece Allah Taala ecelleri ve rızkı yazar. Hacca gidecekler bu gece yazılır.
d-Sabah namazı vaktine kadar arefe gecesi. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 577)
Ebu Hüreyre(r.a)’dan rivayet edildiğine göre:
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem efendimiz şöyle buyurmuştur:
Şaban ayının orta (15) ilk vaktinde Cebrail (a.s) bana geldi; şöyle dedi:
“-Ya Muhammed, başını semaya kaldır.” Sordum.
Bu gece nasıl bir gecedir? Şöyle anlattı:
“-Bu gece, Allah-u Teala, rahmet kapılarından üç yüz tanesini açar.
-Kendisine şirk koşmayanların hemen herkesi bağışlar.
-Meğer ki, bağışlayacağı kimseler büyücü, kahin, devamlı şarap içen, faizciliğe ve zinaya devam eden kimselerden olalar. Bu kimseler tövbe edinceye kadar, Allah-u Teala onları bağışlamaz.
Gecenin dörtte biri geçtikten sonra, Cebrail yine geldi ve şöyle dedi:
"-Ya Muhammed başını kaldır. Bir de baktım ki, cennet kapıları açılmış.
Cennetin birinci kapısında dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyor: "Ne mutlu bu gece rüku edenlere.”
İkinci kapıdan dahi bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: "Bu gece secde edenlere ne mutlu".
Üçüncü kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece dua edenlere ne mutlu.”
Dördüncü kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu: "Bu gece, Allah'ı zikredenlere ne mutlu".
Beşinci kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece Allah korkusundan ağlayan kimselere ne mutlu."
Altıncı kapıda duran melek dahi, şöyle sesleniyordu: "Bu gece Müslümanlara ne mutlu. Yedinci kapıda da bir melek durmuş şöyle sesleniyordu: “Hiçbir dilekte bulunan yok mu ki, kendisine dilediği verilsin?”
Sekizinci kapıda duran melek dahi şöyle sesleniyordu; “Günahının bağışlanmasını dileyen yok mu ki, günahları bağışlansın?”
Bunları gördükten sonra, Cebrail'e sordum: "Bu kapılar ne zamana kadar açık kalacak?
Şöyle dedi:
"Ya Muhammed, Allah-u Teala, bu gece, Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısı kadar kimseyi cehennemden azat eder." (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 577)
Bu gece Allah Taala halkına bir göz atar. Mü’minleri bağışlar. Kafirlere mühlet verir. Kin ve hased sahiplerini dahi hallerine terk eder; taa o hallerini terk edinceye kadar. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 578)
BERAAT GECESİ KILINACAK NAMAZ
Şaban ayının orta (15) gecesi için rivayet edildiği üzere, kılınacak namaz yüz rekattır.
Bu namazın her rekatında,
Fatiha suresininden sonra, on kere İhlas suresi okunur ki; toplam bin eder.
Bu namazın adına da “HAYIR NAMAZI” denmiştir. Bu namazın uğuru her yana dağılır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 580)
RAMAZAN AYI
Ramazan beş harften ibarettir. RA, MİM, DAD, ELİF, NUN.
Bu harflerin ifade ettiği manalar, sırası ile şöyledir;
RA: Allah’ın rızasına delalet eder.
MİM: Allah sevgisine delalet eder.
DAD: Allah’ın kuluna kefil olduğunu anlatır.
ELİF: Allah’ın kulu ile olan ülfetini belirtir.
NUN: Allah’ın nurunu anlatır.
Üstte anlatılan manaya göre bu ay: Rıza, sevgi, kefalet, ülfet, nur, eriş, ikram ayıdır.. Ama Allah’ın sevdiği iyi kulları için..
Denilmiştir ki:
-Ramazan ayı ayların efendisidir. Aylar arasında ramazan ayı, vücut içinde kalp gibidir.
İnsanlar arasında peygamberler gibidir.
Beldeler arasında Harem-i Şerif gibidir. Harem öyle bir yerdir ki: oraya lain deccalin girmesi men edilmiştir. (5)
Oruç, Farsça’daki “ruze” kelimesinin Türkçeleşmiş şeklidir. Arapça’sı “savm” ve “siyam” dır. Savm kelimesi, Arapça’da; bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak, engellemek anlamında kullanılmaktadır.
Terim olarak ise, imsak vaktinden, iftar vaktine kadar, bir amaç uğruna ve bilinçli olarak yeme-içme ve cinsel ilişkiden uzak durmak demektir.
Oruç, Peygamberimizin Medine’ye hicretinden, bir buçuk sene sonra, şaban ayının onuncu günü farz kılınmış olup İslamın beş şartından biridir.(6)
İnsanın kalitesinin yükseldiği devrelerinden biri hatta en önemlisi hiç şüphesiz Ramazan ayıdır. Zira insanoğlu tabiatı gereği kendi çıkarlarını korurken, aynı şeyi başkaları için aklına getirmez. Bir anlamda kendisi için istediğini karşındaki için gerekli görmeyebilir. Ama Ramazan ayı bu dengenin tesis edilmesini temin eder. Kişi bu kez daima BEN demez, verici olmaya özen gösterir. Ayrıca zengin ile fakir arasında yakınlaşmanın kurulmasına yol açar. Varlıklı olanlar, yoksul ve ihtiyaç sahiplerini gözetir, onlara müşfik davranırlar. Aslında böylesi bir format her zaman için gereklidir.
Ramazan ayının simgesi olan oruç sayesinde bedenin isteklerine set çekilir. Açlık ve susuzluk şehveti frenlediği gibi, insanın terkibi yapısından kaynaklanan üstünlük taslama, kendini gösterme, asabiyet/hiddet, çılgınlık gibi, hatta bunların dışında kalan bir sürü dürtüleri sıfıra yaklaştırır. En önemlisi insanoğlunun baş belası olan fitneden ve kısaca şeytanın şerrinden onu korur. (7)
“Ramazan” ayı diye bildiğimiz ayda oruçlu olmak, sağlığı yerinde olan her müslümana; yani islamı fark etmiş, idrak etmiş , kabul etmiş her kişiye zorunlu! Çünkü ”Allah”’ı anlayıp, islamı anlayıp, gereğini idrak edene zorunlu hale geliyor oruç. (8)
RAMAZAN AYI İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
’Hz. Peygamber (sav) buyurmuş;
İbrahim’in sahifeleri Ramazanın ilk gecesinde indirildi. Tevrat Ramazanın altıncı gecesinde indirildi. İncil Ramazanın onüçüncü gecesinde Allah Taala Kur’anı ise Ramazanın yirmi dördüncü gecesinde indirmiştir. (İBN KESİR CİLT III S:711)
Allah Resulu; seyahat edenler; işte onlar oruçlu olanlardır. (İBN KESİR CİLT VII S: 3670)
Şüphesiz cennetin sekiz kapısı vardır. Bu kapılardan Reyyan adında olanından ancak oruçlular girecektir. (İBN KESİR CİLT XIII S: 6959)
Allah Taala abid olan gençle, meleklere iftihar eder ve buyurur: “Ey Benim için şehvetini terkedip, gençliğini feda eden genç, sen Benim katımda bazı meleklerim gibisin.” (İHYÂU’ULÛMİ’D – DİN CİLT: I S: 646)
Resul Ekrem (s.a.v.) Hz Aişe’ye (r.a.):
-“Ya Aişe! Cennetin kapısını çalmaya devam et.” Buyurdu. Aişe:
-“O ne ile ve nasıl olur Ya Resulullah?” diye sorunca,
Resul-i Ekrem:
-“Oruçla.” Diye cevap verdi. (İHYÂU’ULÛMİ’D – DİN CİLT: I S: 648)
Kim oruç tutsa gıybet etse yalan söylese yalan yere yemin etse ve şehvetle halka batsa; oruç tutmuş olur. Fakat asla sevabı yoktur.. Bunlardan Allah’a sığınırız. (ENVARÜ’L AŞIKIN S:382)
Ramazan orucu, on aya karşılıktır. Altı günlük oruç ise iki aya karşılıktır. Bu ikisinin toplamı da bir senelik oruca eşittir. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 225 )
Bir kimse Allah’ın evlerinden birine bir kandil asar ise.. o kandil sönünceye kadar melekler onun bağışlanmasını dilerler. Bu meleklerin sayısı yetmiş bin tanedir. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 621)
Allah Taala’nın arş civarında bir yeri vardır. Oranın adına Hazret - ül Kuds…denir. Orası nurdandır.
Orada o kadar çok melek vardır ki: sayılarını ancak Allah bilir. B ir an dahi ara vermeden Yüce Allah’a ibadet ederler
Ramazan ayı geldiği zaman onlar Allah Taala’dan izin isterler ki: Yeryüzüne inip Ademoğulları ile namaz kılsınlar.
Muhammed ümmetinden her kim onlara değse, yahut onlardan bir melek Muhammed ümmetinden birine değse..o kimse saadet bulur.. Öyle bir saadet bulur ki:Bir daha şekavete girmez. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 620)
Bir kimse, Ramazan ayında haram bir işe girerse, kötü bir amel işleyip şarap (alkollü içki) içerse, o kimsenin Ramazan orucu makbul olmaz. Gelecek seneye kadar Allah’ın, meleklerinin, sema halkının laneti onun üzerinde kalır. İki Ramazan arasında ölürse, onun için Allah katında hiçbir iyilik yotur. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 604)
Üç kimse vardır ki, bunların yedikleri helal olduğu taktirde, bu yediklerinden kıyamet günü hesap sorulmayacaktır. Oruç tutanlar, sahura kalkanlar, Allah uğrunda düşmanı gözetleyenler. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
Bir mü’min için sahur yemeği olarak hurma ne iyidir. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
Allah Taala buyurur: “En sevdiğim kullarım iftarlarını geciktirmeden acele yapanlardır.” ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
Ümmetimin sünnetimle amel ettiklerinin bir işareti, iftarını yıldızlar görünmeden önce yapmalarıdır. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
İftarın acele yapılması dinin ayakta durduğunun işaretidir. Çünkü Hıristiyanlar ve Yahudiler iftarlarını geç yaparlar. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 242 )
Allah Resulu buyurdular:
-Ramazanın birinci gecesi gelince Allah bütün cennet kapılarını açar. Bütün ay boyunca bu kapıların hiç biri kapanmaz. Allah bir tellala emreder, tellal bağırır:
-Ey, hayır talep eden gel!.. Ey, şer yolunda olan azgın, vazgeç!
Daha sonra der ki:
-Tövbe - istiğfar eden yok mu? Mağfiret edilecek! İsteyen yok mu? İstediği verilecek! Tövbe edip, günahlardan vazgeçen yok mu? Tövbesi kabul edilecek!
Bu çağrılar şafak vaktine kadar böylece devam eder. Allah bayram günü gecesi, müstehak olmuş bir milyon kişiyi cehennemden azad eder. (İLAHİ NİZAM S; 683)
Allah rızası için bir gün oruç tutan kimse cehennemden yetmiş sene uzaklaşır. (İLAHİ EMİRLER S; 90)
Ramazanı Şerifte bir oruçluya su verene Cenabı Peygamber Havz-ı Kevser’inden içirecek, cennete girene kadar o kimse susuzluk çekmeyecektir. (İLAHİ EMİRLER S; 330)
İster kadın olsun, ister erkek; Ramazan gecelerinden birinde kıldığı namazın her secdesi için bin yedi yüz sevap yazar. Onun için cennette bir saray yapar ki: Kırmızı yakuttandır. Her kapının dahi kırmızı yakut işlemeli iki kanadı vardır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 595)
Ramazan ayının ilk gününde oruç tutmaya başlayan kimsenin; Ramazan ayının son gününe kadar olan günahlarını bağışlar. Oruç tuttuğu her gün içinde, cennette kendisine bir saray yapar. Bu sarayın bin kapısı vardır. Yetmiş bin melek o kimsenin sabahtan akşama kadar Allah’tan bağışlanmasını dilerler. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 595)
Ramazan ayında oruç tutan kimse, gece olsun, gündüz olsun ettiği her secdesi için cennetten bir ağaç dikili ki: Onun gölgesinde bir atlı, yüz sene yol alsa dışarı çıkamaz. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 595)
Ramazan ayının ilk gecesi olunca, Allah Taala halkına bakar. Yüce Allah bir kuluna bir kere bakınca, artık ona azap etmez. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 595)
Ramazan ayı için cennet, seneden seneye temizlenip süslenir. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 600)
Şayet yere ve semalara konuşma izni verilecek olsa, ilk olarak Ramazan ayında oruç tutanlara cennet müjdesi verirlerdi. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 602)
Kan vücuda dolaştığı gibi, şeytan da insanın içinde dolaşır. Onun yolunu ancak oruçla daraltırsınız. (KİMYA-YI SAADET S;138)
Haram aylardan bir gün oruç tutmak, diğer aylarda otuz gün oruç tutmaktan hayırlıdır. Ramazan ayında bir gün oruçlu olmak, Haram aylarında otuz gün oruçlu olmaktan hayırlıdır. (KİMYA-YI SAADET S;142)
Hz Enes Resul’den şöyle rivayet etmiştir:
Resulullah (s.a.v.); Bu aya niçin Ramazan denildiğini bilir misiniz? Diye sordu.
Ashab: Allah Resulu daha iyi bilir, dediler.
Resulullah (s.a.v.); O ayda, Hak Taala oruç tutan kimsenin günahın ı yaktığı için Ramazan denilmiştir, buyurdu. (ENVARÜ’L AŞIKİN S:375)
Hak Taala Ramazan ayını üstün yarattı. Kim, o ayda bir lira sadaka verse, Hak Taala ona bütün halka sadaka vermiş gibi sevap verir. Kim, Ramazan ayında, bir rekat namaz kılsa, diğer ayda yüz bin rekat namaz kılmış gibi sevap verir. Bir kimse bir çıplağa elbise giydirse, Hak Taala o kimseye yedi yüz süslü cennet elbisesi giydirir. O günde ki, herkes orada çıplaktır. Kim, Ramazanda bir köle azad etse, yedi yüz köle azad eylemiş gibidir. Ramazan evveli rahmet. Ortası mağrifet ve sonu da cehennemden kurtulmaktır. (ENVARÜ’L AŞIKIN S:378)
Oruç bir örtüdür. Sahibini ateşten koruyan sağlam ve güçlü bir kaledir. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 218 )
Oruç tutunuz. Sıhhat kazanırsınız. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 218 )
Oruçlu, iftar yaparken Allah’tan bir istekte bulunursa, o istek veya dua geri çevrilmez. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 218 )
Üç kimse vardır ki, bunların yedikleri helal olduğu taktirde, bu yediklerinden kıyamet günü hesap sorulmayacaktır. Oruç tutanlar, sahura kalkanlar, Allah uğrunda düşmanı gözetleyenler. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
Bir mü’min için sahur yemeği olarak hurma ne iyidir. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
Allah Taala buyurur: “En sevdiğim kullarım iftarlarını geciktirmeden acele yapanlardır.” ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
Ümmetimin sünnetimle amel ettiklerinin bir işareti, iftarını yıldızlar görünmeden önce yapmalarıdır. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 240 )
İftarın acele yapılması dinin ayakta durduğunun işaretidir. Çünkü Hıristiyanlar ve Yahudiler iftarlarını geç yaparlar. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 242 )
Ramazanda umre yapan, benimle haccetmiş gibidir. (İHYÂU’ULÛMİ’D – DİN CİLT: I S: 690)
KADİR GECESİ
Kadir Gecesinde iki anlam var : İbadet ve amaç.
İlki, özünde asla tapınma olmayan çalışma türünü yansıtıyor.
“Bin aydan daha hayırlıdır” sözü ile verilen mesaj da bu...
Şu Kudsi Hadiste de eşdeğer bir mânâ bulmak mümkün:
“Kulum bana nafile ibadetlerle o kadar yaklaşır, öyle ki ben onun gören gözü tutan eli, yürüyen ayağı olurum.”
Burada nafile ibadetin aslında tefekkür anlamına geldiği, Kadr Sûresinde vurgulandığı gibi amaçsız bir ibadet yerine tefekkürle varılacak noktanın çok daha önemli olduğu, bizlere açık bir seviyede bildirilmektedir.
İkinci önemli vurgulama, gecenin kadrinde inzal olunan Kur’an’ın verdiği mesajın ne olduğudur. Bu, belirtildiği üzere “Ruh’un tenezzül” edişidir.
Gecenin kadrinde inzal olunan Kur’anı Kerim, yine bu gecede Ruhun, yani Rabbının yeryüzüne tenezzül ettiğini müjdelemektedir.
Bu geliş boyutsal bir düzeyle senin özünden zahire çıkmaktadır.Ruhun tenezzülü, Mutlak Varlığın senin Özünde mevcut olduğunun bilincini sana ulaştıracaktır.
Kimsenin fark etmediği bu incelik, kinetik enerjiye sahip olmayan insanı, tabusal bir hevesle kabullendiği mukaddes kitap Kur’an’ın inişi üzerinde yoğunlaştırdığından, önemli olan nokta anlaşılamamakta ve arada kaybolmaktadır.. (9)
O an,
“ölümün” sessiz davetiyesi gibidir...
Zaman durmuş,
adeta bitmiş, tükenmiştir.
Neyi Düşünebilirsin ki ?..
Tek ‘AN’ dır tarif edilmeye çalışılan; his aleminde bu olgu,
tek duygu ile resimlenmiş, insana gösterilmiş, yaşatılmıştır.
Korku ile sergilenerek...
Sanki,
ürperti yapan ses,
Salsala-i Ceres gibi...
”Mülk benim, dilediğimi yaprım!”
"Rahmetim anladığınız; algıladığınız gibi değil!"
"Benim her anım budur! Gafleti, benden perdeli yaşamayı benimsemeyin!..
Özünüzde ben varım.
Size kendimi hatırlatırım!"
dercesine...
O an, benliğimizde hissedildi.
Kudret'i yaşandı
Kâdir olduğu idrâk edildi.
Ve sadece seyredildi...
Zaten her an öyle değil miydi!
O, sınırsız Güç, deprem ile insanları uyardı; Birleştirdi...
Düşmanlıkları çözdü, uzakları yakınlaştırdı... Acımasızlığı, takdiri, hataları ve tevekkülü yaşattı.
Varlığa, varlıktaki yerini gösterdi.. "Yoktan var edildiğini, sonra tekrar yok olacağını; Bâkî kalanın Allah olduğunu" hatırlattı. Yaşanan, hissedilen, beş duyu boyutuna gelen her şey, tek kareye, tek an'a sığdırıldı. Zamanı olmaksızın...
Sen,
`O AN' ın içinde bir hiçsin...
Ama,
Hiçliğin ile değil;
Hepliğin ile ilgilenip kendini var sanıyorsun; öylece yaşıyor ve kabul ediyorsun.
Bu tecelli, Mutlak Yaratıcı katında tek bir defa oluyor..
Tecelli-i Vahid!... ile (Bkz Yasin/82) Yoktan var edilmiş, yani yaratılmış varlık için, Tek bir tecelli, ilminde...
Akıllarda artakalan ise şudur; `La havle ve la kuvvete illa bike..'
Havl ve kuvvet ancak seninledir...(10)
KADİR GECESİ İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Kadir demek, bütün işlerin taktir edildiği, yazıldığı gecedir.
Kim, Kadir gecesini imanla ve ihlasla ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır. (İBN KESİR CİLT XV S: 8541)
Parlak ve güzel bir gecedir. Ne sıcaktır, ne soğuktur. Kadir gecesinin ertesi günü güneş, cılız ve kızıl olarak doğar. Kim, Kadir gecesini imanla ve ihlasla ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır. (İBN KESİR CİLT XV S: 8542)
Ben, Kadir gecesini gördüm ve unuttum. Bu Ramazan’ın son on gecesinden biridir. Engin ve şen bir gecedir. Ne sıcaktır, ne soğuktur. Sanki o, dolunaylı bir gecedir. Fecr aydınlanıncaya kadar , o gece şeytan dışarıya çıkamaz. Kim, Kadir gecesini imanla ve ihlasla ibadetle geçirirse, geçmiş günahları bağışlanır. (İBN KESİR CİLT XV S: 8542)
Resul (s.a.v.) buyurdu:
İsrail oğullarında bin ay ibadet etmeyince, bir kimseye abid demezlerdi.
Ashab üzüldüler ve bunu kim yapabilir? Dediler. Bunun üzerine Hak Taala (İnna Enzelnahü) suresini bildirip onu kadrini bildirdi. Bu şekilde Hak Taala Muhammad ümmetine, o bin aydan hayırlısını verdi. (ENVARÜ’L AŞIKİN S:379)
Kim, Kadir suresini okursa, Ramazan ayında oruç tutmuş ve Kadir gecesini ihya etmiş gibi Allah sevap verir. (ENVARÜ’L AŞIKİN S:380)
Kadir gecesi olunca, Sidretü’i-Münteha’da oturan meleklerle Cebrail yere inerler. Ellerinde dört sancak bulunur. Benim kabrime, Kudüs’e, Kabe’ye, Tur-i Sina’ya dikerler. (ENVARÜ’L AŞIKİN S:380)
Hz Aişe (r.a.) anlatır:
-“Ya Resulullah! Dedim. Haber verir misin: Hangi gecenin Kadir gecesi olduğunu bilmiş olsam, bu günde ne dua edeyim?”
Resulullah (s.a.v.).
-“Allah’ım! Şüphesiz sen çok affedicisin ve affetmeyi seversin. O halde benden (günahlarımı) affet” de buyurdu. (RİYÂZ’ÜS-SÂLİHİN S: 669)
Hilali görünce oruca başlayınız. Yine onu görünce orucu açınız. Şayet hilal size gizli kalırsa, o vakit Şabanı otuza tamamlayınız. (RİYÂZ’ÜS-SÂLİHİN S: 683)
Allah Resulu buyurdular ki;
Kadir gecesi gelince, Cebrail meleklerden bir toplulukla iner. Namaz kılarlar, ayakta veya oturarak Allah’ı zikreden her kişiye selam verirler. (İLAHİ NİZAM S; 686)
Kur’an, Kadir gecesinde dünya semasında bir defa da, bir bütün olarak indirilmiş sonra yirmi senede nazil olmuştur. (İBN-İ KESİR C; XI S; 6007)
Hz. Ömer rivayet eder:
Allah Resulu buyurdular ki;
-Kim, Ramazanın yirmi yedinci gecesini sabaha kadar ihya ederse o, bana Ramazanın diğer bütün gecelerini ihya edenden daha sevimlidir.
Hz. Fatıma dedi:
-Ey babacığım, erkeklerden ve kadınlardan, o geceyi ihya edecek kudrette olmayan zayıflar ne yapar?
Buyurdular:
-Yastıkları koyarak ona dayanıp bu gecenin saatlerinden bir saatte otururlar ve Allah’a dua ederlerse, bu bence ümmetimin, Ramazanın bütün diğer gecelerini ihya etmelerinden daha sevimlidir. (İLAHİ NİZAM S; 686)
Allah Resulu buyurdular ki;
Allah rızası için bir gün oruç tutan kimse cehennemden yetmiş sene uzaklaşır. (İLAHİ EMİRLER S; 90)
Allah Resulu buyurdular ki;
- Kim, Kadir gecesini ihya ederek o gece iki rekat namaz kılsa ve tövbe – istiğfar etse Allah onu mağfiret eder. Allah’ın rahmetine erişir. Cebrail onu kanadıyla sıvazlar. Cebrail her kimi kanadıyla sıvazlarsa o, cennete gider. (İLAHİ NİZAM S; 687)
Allah Resulu buyurdular ki;
Kadir gecesi gelince, Cebrail meleklerden bir toplulukla iner. Namaz kılarlar, ayakta veya oturarak Allah’ı zikreden her kişiye selam verirler. (İLAHİ NİZAM S; 686)
Hz. Ömer rivayet eder:
Allah Resulu buyurdular ki;
-Kim, Ramazanın yirmi yedinci gecesini sabaha kadar ihya ederse o, bana Ramazanın diğer bütün gecelerini ihya edenden daha sevimlidir.
Hz. Fatıma dedi:
-Ey babacığım, erkeklerden ve kadınlardan, o geceyi ihya edecek kudrette olmayan zayıflar ne yapar?
Buyurdular:
-Yastıkları koyarak ona dayanıp bu gecenin saatlerinden bir saatte otururlar ve Allah’a dua ederlerse, bu bence ümmetimin, Ramazanın bütün diğer gecelerini ihya etmelerinden daha sevimlidir. (İLAHİ NİZAM S; 686)
Bu ay sizler için gelmiş bulunuyor. Bu ayın içinde bin aydan hayırlı bir gece vardır. Bunu hayrından mahrum olan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalır. Onun hayrından ancak mahrumlar mahrum bırakılır. ( EL - ‘UHÛDÜ’L – KÜBRA S: 223 )
Kadir gecesi geldiği zaman, Cebrail Aleyhisselam, meleklerden oluşan büyük bir kafile ile yeryüzüne iner. Ayakta durup namaz kılan, oturup Allah’ını zikreden her kula uğrarlar. Onun için Allah’tan rahmet ve bağışlanma talebinde bulunurlar. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 602)
Kim iki rekat namaz namaz kılıp, istiğfar ederek Kadir gecesini ibadet ile geçirir ise, Allah tarafından bütün günahları bağışlanır. Allah’ın rahmetine gömülür. Cebrail (a.s.) kendisini kanadı ile okşar. Cebrail (a.s.) kanadı ile okşadığı kimse cennete girer. (KİMYA-YI SAADET S;607)
Kim Ramazanın yirmi yedinci gecesini sabaha kadar ibadetle geçirirse, bu benim nezdimde bütün Ramazan geceleri yapılan gece ibadetinin hepsinden daha sevimlidir. (KİMYA-YI SAADET S;607)
Oruç tutanın uykusu, oruç tutmayıp geceyi ibadetle geçirenin ibadetinden üstündür. (HADİS-İ ŞERİF)
RAMAZAN BAYRAMI İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Bayramlarınızı tekbirler ile şenlendiriniz. (KİMYA-YI SAADET S;608)
Kim bayram günü üç yüz kere “subhanallahi ve bihamdihi” der ve sevabını ölmüş Müslümanlara bağışlarsa, her Müslüman ölünün kabrine bin nur iner, ölünce Allah kendi mezarına da bin nur gönderir. (KİMYA-YI SAADET S;608)
Ümmü Atiyye (r.anha)’dan rivayet edilmiştir:
Peygamber (s.a.v.) bize, akıl-ergenlik çağına giren ve girmeyen genç kızların bayram namazlarına gitmemizi ve hayızlı kadınların ise Müslümanların namazgah (namaz kıldıkları yer) den ayrılmalarını emretti. (YEDİ HADİS İMAMININ İTTİFAK ETTİKLERİ HADİSLER S: 401)
Bir insan bayram gecelerini ibadet ile ihya ederse, kalplerin öldüğü gün Cenabı Hakk onun kalbini muhafaza ve ihya eder. (İLAHİ EMİRLER S; 354)
Ramazan bayramı günü insanlar namaz gaha çıktıkları zaman, Allah Taala onların hallerine bakar ve şöyle buyurur:
“-Kullarım benim için oruç tuttunuz ve benim için namaz kıldınız. Günahlarınız bağışlanmış olarak evlerinize dönünüz.” (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 630)
(1) (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 553)
(2) (AHMED HULUSİ, KENDİNİ TANI S:123)
(3) (AHMED HULUSİ, CUMA SOHBETLERİ S: 166, 167, 168)
(4) (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 567)
(5) (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 603)
(6) (YEDİ HADİS İMAMININ İTTİFAK ETTİKLERİ HADİSLER S: 469)
(7) ( AHMET FEVZİ YÜKSEL “RAMAZAN AYI BAŞLIYOR” YAZISINDAN ALINTI)
(8) (AHMED HULUSİ, AKIL VE İMAN S:267)
(9) ( AHMET FEVZİ YÜKSEL “KADR” YAZISINDAN ALINTI)
(10) ( AHMET FEVZİ YÜKSEL “O AN” YAZISINDAN ALINTI)
ZİLHİCCE (ON GÜNLER)
--- ZİLHİCCE İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
--- ZİLHİCCE GECELERİNDE BİRİNDE KILINABİLECEK
ARİFE GÜNÜ
--- ARİFE GÜNÜ ZİKRİ
--- ARİFE GÜNÜ İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
--- ARİFE GÜNÜ KILINACAK NAMAZ
HAC
--- HAC İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
--- HAC BAYRAMI (KURBAN BAYRAMI)
--- HAC BAYRAMI (KURBAN BAYRAMI) İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
--- HAC BAYRAMI (KURBAN BAYRAMI) GECESİ NAMAZI
MUHARREM AYI (AŞURE GÜNÜ)
--- MUHARREM AYI (AŞURE GÜNÜ) İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
--- AŞURE GÜNÜ KILINACAK NAMAZ
ZİLHİCCE (ON GÜNLER)
ZİLHİCCE İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Bu on gün'den önce tırnaklarını ve avret mahallini temizleyen saçlarını tıraş eden ve bu ongün içerisinde bu sayılanların hiçbirine dokunmayan (dokunmamak; kesmemek manasında) hacıların aldığı sevabı alır
Bu on günler dünyanın en hayırlı günleridir. (İLAHİ EMİRLER S; 351)
Allah katında zilhiccenin ilk on günlerinde yapılan ibadetten daha kıymetli bir ibadet yoktur. Elinizden geldiği kadar bu günlerde Cenab-ı Hakk’ı çok zikredin. Bu günlerde bir gün oruç tutmak, bir senelik oruç yerine geçer. Zilhiccenin ilk on günü içinde bir gün oruç tutmak diğer günlerde bir sene oruç tutmaktan daha faziletlidir. Diğer bir rivayette “Bir günü bin güne bedeldir. Eğer arife günü oruç tutulacak olursa, Allah Taala on bin gün oruç tutmuş yerine sayar.” (İLAHİ EMİRLER S; 352)
İbni Abbas rivayet eder;
Allah Resulu buyurdular; “Hiçbir gün yoktur ki o günde yapılan ameller, bugünlerde (zilhiccenin ilk on gününde) yapılan ameller kadar Allah yanında sevimli olsun.”
Sahabe dedi ki; “Allah yolunda cihad da mı?”
Resul buyurdu; “Evet Allah yolunda cihad da!. Ancak malı ile canı ile Allah yolunda cihada çıkıp dönmeyen (şehit olan) müstesna!.. (İLAHİ NİZAM S; 691)
Cenabı Peygamber buyuruyor;
Zilhiccenin bu ilk on günlerinden daha kıymetli bir gün yoktur. Arife gününün gecesi olduğu vakit Cenabı Ecelli Ala’nın esma-i ilahiyesinden birisi birinci kat semaya gelir. Hacılar ile meleklere karşı mübahat eder. Meleklere “Benim kullarıma bakınız, dünyanın dört bir köşesinden benim rızam için geldiler, bana ibadet ve rızamı talep ediyorlar.” Buyurur. (İLAHİ EMİRLER S; 352)
Kim arifeden bir gün önceki günde oruç tutarsa, Allah ona Eyyüb Aleyhisselamın belalara sabrı sevabını verir. (İLAHİ NİZAM S; 692)
Arife günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azad olunmaz. Kim arife günü, gerek dünya gerekse ahiret ile ilgili olarak Allah’tan bir şey isterse, Allah onun dileğini karşılar. Arife günü tutulan oruç, hem geçmiş ve hem de gelecek senenin günahlarına kefaret olur. (KİMYA-YI SAADET S;612)
Ayların efendisi ramazan ayıdır. Hürmet edilmesi gereken en büyükleri ise zilhicce ayıdır. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 652)
Bu günlerde olduğu kadar, bir kimseden gelen yararlı amel, hiçbir günde Allah’a sevimli gelmez. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 653)
Bir kimse zilhiccenin on gecelerinden bir geceyi ihya eder ise, sene boyu umre edenin ve hacca gidenin sevabını alır. O gecelerin günlerinden birinde oruç tutar ise, senenin sair günleri de abid ve oruçlu geçirmiş gibi olur. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 654)
Zilhiccenin ilk on günü en faziletli günlerdir ve Allah’a onlardan daha yakın bir zaman yoktur. Onlarda bir gün oruç tutmak, bir yıl oruçlu olmak gibidir. Bir gecesini ibadetle geçirmek, kadir gecesini ibadetle geçirmek gibidir. Dediler ki: “Ya Resulullah! Bu (haram aylarda) cihad etmek de öyle midir?” Peygamberimiz: “Hayır, cihad etmek öyle değildir. Bu ayda cihad edenin geleceği mahv olur ve kanı heder olur.” (KİMYA-YI SAADET S;142)
Kim kurban bayramı arifesinden bir gün önce oruç tutarsa, Allah ona Hz Eyyüb’un karşılaştığı belalara karşı sabr ederek kazandığı sevap kadar sevap verir. Arife günü oruç tutana da, Yüce Allah Hz İsa’nınki kadar sevap verir. (KİMYA-YI SAADET S;612)
ZİLHİCCE GECELERİNDE BİRİNDE KILINABİLECEK NAMAZ
Peygamber Efendimiz s.a.v şöyle buyurdular:
Bir kimse zilhicce gecelerinin birinde, namaz kılmak isterse şöyle etsin;
Gecenin son üçte biri geldikten sonra kalksın. Dört rekat namaz kılsın:
Kılınacak bu namazların her rekatında bir kere Fatiha suresini okumalıdır.
Üçer kere (113. 114) Muavvezeteyen
(112) İhlas surelerini okumalıdır.
Yine her rekatta üç kere (Bakara suresinin 255) Ayet’el- Kürsiyi okumalıdır.
Namaz bittikten sonra, ellerini açmalı ve şöyle dua etmelidir:
- İzzet ve Ceberut sahibi Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir.
- Kudret ve Melekut sahibi Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir.
- Ölümü olmayan diri Allah, noksan sıfatlardan münezzehtir.
- Kendisinden başka ilah yoktur; öldürür ve diriltir.
- Kulların ve ülkelerin Rabbı noksan sıfatlardan münezzehtir.
- Çokça temiz mübarek bir şekilde, her hal ü karda Allah’hamdolsun.
- Allah büyükler büyüğüdür..
- Rabbımızın şanı yücedir; ilmi ve kudreti her yerde geçerlidir.
Bundan sonra ne dileği varsa onu dilemelidir.
Böyle eden bir kimseye; Allah’ın Beyt’ini (Kabe-i Muazzamayı) hac eden, peygamberimizin kabrini ziyaret eden, Allah yolunda cihad eden kimsenin sevabı verilir.
Bu arada Allah Taala’dan ne gibi bir dilekte bulunur ise, Allah Taala onu kendisine ihsan eder.
Bir kimse, on gecelerin her birinde bu namazı tek tek kılar ise Allah Taala onu en yüksek Firdevs cennetine koyar..
O kimsenin her kötülüğü silinir ve kendisine şöyle denir:
-Yeniden iyi işler yapmaya başla.
Arife günü geldiği zaman, on gününü oruçlu getirir de; gecesinde de anlatılan namazı kılar ise.. bu anlatılan duayı da okur ise bu arada, Yüce Allah’ın huzurunda ağlar, yalvarır ise Allah Taala, meleklerine şöyle buyurur:
-Ey meleklerim şahid olun; bu kulumu bağışladım. Beyt’i (Kabe’yi) hac edenlerin sevabına da ortak ettim.
Peygamber Efendimiz s.a.v daha sonra şöyle buyurdular:
-Kıldığı namazdan ve ettiği duadan dolayı; Allah Taala’nın bu kuluna ettiği ihsanı melekler duyunca, sevinirler ve birbirlerine müjdelerler. (GÜNYET’ÜT-TALİBİN S; 655)
ARİFE GÜNÜ
ARİFE GÜNÜ ZİKRİ
Cenabı Peygamber efendimiz buyuruyor:
Bir kimse arife günü yüz defa: “La ilahe illellahü vahdehu la şerike leh lehül mülkü ve lehül hamdü ve hüve ala küllü şeyin kadir.”
Kul hüvallahü ehad; Yüz defa,
Salavat-ı Şerife; Yüz defa.
Bunlar arife günü yapılacak olursa Cenabı Hakk meleklerine:
“Ey meleklerim! Bu kulum beni zikretti, Kul hüvallahü ahad’ı okudu. Ondan sonrada Peygamberime Salavat-ı Şerife getirdi. Ben bu kuluma ne iyilik yapsam azdır. Hatta bu kulum hacları kabul olmayanlar için:
“Ya Rabbi! Haclarını kabul buyur.” Dese onu da kabul ederim.” Buyurur.
Bunu arife günü sabahleyin erkenden okumalıdır. Yoksa şeytan unutturur, okumaya mani olur. (İLAHİ EMİRLER S: 353)
ARİFE GÜNÜ İLE İLGİLİ İSLAM ALİMLERİNİN ESERLERİNDEN ALINAN BAZI HADİS-İ ŞERİFLER
Arife günü gelince, Yüce Allah rahmetini saçar. Hiçbir gün o günde olduğu kadar insan cehennemden azad olunmaz. Kim arife günü, gerek dünya gerekse ahiret ile ilgili olarak Allah’tan bir şey isterse, Allah onun dileğini karşılar. Arife günü tutulan oruç, hem geçmiş ve hem de gelecek senenin günahlarına kefaret olur. (KİMYA-YI SAADET S;612)