Noktanın Sırrı

Nokta bahsi Tasavvuf'un önemli bahisleri arasında yer alır.   İnsanı hakikate vasıl eden Nokta ilmi
Ledün İlmi dediğimiz Allah'ın İndinden ihsan olunan ilimle yakından ilintilidir diyebiliriz.   Meşhur Veli Mutasavıflardan Kenan Rifai'nin ifadesiyle cümle yaratılan mükevvenat Allah indinde sade-"Nokta"dan ibarettir.  O "Nokta" da bir "NÜKTE" den ibarettir.   İşte insanın bu nokta boyutunda
kendisini tanıması önemlidir. Meseleyle alakalı olarak "Kainatın Mihveri" isimli tasavvufi eserden bir iktisap yapmak istedim. Allah bizleri hakikate vasıl etsin, diyerek meseleyi yazmaya başlayalım.

"Asılların aslı olan noktanın mahiyetini, ahkamını ve asarını beyan ederiz.   Noktadan murad,  Zat-ı Ehadiyetin Taayyün ü Evvel ve Esma i Hüsna itibariyle olan mertebesidir.   Buna Nokta-i daire yani Hakikat- i Muhammediye derler.  "Noktanın Sırrı Ariflere Takrir Edilir" tespiti de noktanın esrarına vakıf olmanın irfan sahibi olmaya bağlı oluşunu ifade sadedinde yapılmıştır. 
Ancak, noktanın esrarının ve İlahi Tecellilerin hudutsuz olduğu da ehline malumdur. 
Kalpleri kararmış ve nefsani arzulara sıkı sıkıya bağlanmış kişilerin sonsuz İlahi tecellileri kabule istidatları olmadıkları kesindir. Arif olmayanlar o noktanın esrarını anlayamazlar. 
Noktadan murad, Hakikat i Muhammediyedir. Hakikat i Muhammediye,  Zat i İlahiye ayna olduğu gibi, Hakk’a ulaşmaya da vesiledir.  Bu nokta,  kainatın her bir cüzünde seyran eder. Yine bu nokta, kainatın her bir cüzünün varlık sebebidir.  Allah'ı zikrederek bu noktaya vasıl olan kimse, Allah'a vasıl olmuş demektir.
Basiret sahiplerine göre bu nokta, gerek ulvi ve gerekse sufli bütün âlemleri doldurmuştur.  Evvel Ahir Zahir Batın ondan ibarettir.  Nokta dört nevidir: 
1) Harfani Nokta
2) Zulmani Nokta
3) Nurani Nokta
4) Rahmani Nokta
Harfani Noktanın aslı Kur'andır.  Bu da Besmelenin "BA"sından ibarettir.  Bu noktanın zahirde seyrin-
den kelimelerin harfleri, ayetler ve sureler meydana gelmiş, bunların tertibi neticesinde de Kuran
zahir olmuştur.  Basiret ehli, noktada Kur'anı ve Kur'an’da da Noktayı müşahede eder.  Zira onlar
için, ne harflerin çokluğu noktanın vahdetine,  ne de noktanın vahdeti harflerin çokluğuna perde
teşkil eder.  İşte bu harfani noktanın icmal ve tafsili esrarname- i İlahinin birincisidir ki, ona Kur'an denir. 
Zulmani nokta, arzın karanlık merkezinden ibarettir.  Filozoflar buna ateş küresi derler. Gökler
ve yer bu noktadan yayılmıştır, maddi-zahiri varlıkların dayandığı nokta burasıdır.  Bu nokta bütün maddi varlıkların aslıdır.  Zira, zahiren bu noktanın seyri ile maddi mevcudat hasıl olmuş,  mertebelerdeki tecellisi neticesinde afak meydana gelmiştir.  Basiret ehli bu noktada afakı, ve afakta da bu noktayı müşahede eder.  Onlar için, ne zahiri mevcudatın çokluğu noktanın aslının tek oluşuna ve ne de noktanın aslının tek oluşu zahiri varlıkların çokluğuna perde teşkil eder.  İşte buna Nasha-i Afak derler. 
Nurani Nokta, insan vücudunun aslı ve İlahi tecellilerin zuhur mahalli olan kalbden ibarettir.
Bu noktanın zahirde seyri ile insan vücudunun uzuvları ve onlarda tecellisinden de nefsler zahir
olmuştur. Basiret ehli bu noktada bütün azayı ve bütün azada da noktayı müşahede ederler.  Onlar için ne noktanın aslının bir oluşu azanın çok oluşuna ve ne de azanın çok oluşu noktanın aslının tek oluşuna perde teşkil eder.  İşte buna Nusha-i Enfüs derler. 
Rahmani Nokta, Ehadiyet mertebesinde zati noktadır.  Buna Taayyün ü Evvel derler.  Her mevcutta asıl olan varlı nuru işte budur.  Bu noktanın diğer üç noktanın esasıdır.  Diğer üç nokta da bu noktanın ferileridir.  Bu üç noktada zuhur eden seyr ve tecelliler aslında hep bu noktanın seyriyle mertebeler meydana gelmiş, evvelde, ahirde, zahirde ve batında tecellisinden de evvel ahir zahir batın bilinmiş, bulunmuş ve zahir olmuştur.  Basiret ehli bu noktada,  varolan bilcümle varlıkları ve bilcümle varlıklarda da bu noktayı müşahede ederler.  Onlar için ne varolan vehmi çokluk, noktanın zati vahdetine ve ne de noktanın zati vahdeti, varolan vehmi çokluğa perde teşkil eder.  İşte buna Rahmani Hakikatler Nüshası derler.  Mevlana Cami bu hususa şöyle işaret eder:
" KAİNAT,  BİZİM YARATANIMIZIN GÜZELLİĞİNİN AYNASIDIR.  BAK DA HER ZERREDE ONUN CEMALİNİ MÜŞAHEDE EYLE."
Yazımızı bir beyitle bitirelim:

SOYUNDUM HARF LİBASINDAN ERŞTİM NOKTA-İ SIRRA
O NOKTA İÇRE MAHV ETTİM VÜCUDUM HAYDERİ OLDUM

24.06.2004
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail