 
Ebu
Eyyüb el-Ensari’nin “Kendinizi Ellerinizle Tehlikeye Atmayın”
Ayetinden Neyin Murad Edildiği Hakkındaki Yorumu
Ebu
İmran şöyle anlatıyor: Biz Kostantiniyye seferindeydik. Mısır
ordusunun başında Ukbe b. Amir vardı. Şam ordusunun başında
Fudâle b. Ubeyd vardı. Kostantiniyye’den büyük bir ordu çıkarak
saf tuttu. Biz de onlarla savaşmak üzere saf tuttuk. Müslümanlardan
bir kişi Rumlara hücumda bulundu; onların arasına girdi,
sonra dönerek geri geldi. Halk o kişiye bağırarak, “Sübhanallah!
Bu kişi kendi eliyle kendisini tehlikeye attı” dediler. Bu sözler
karşısında Ebu Eyyub el-Ensari ayağa kalktı ve “Ey İnsanlar!
Siz bu ayeti yanlış anlıyorsunuz. Halbuki bu ayet biz Ensar
hakkında nazil oldu” dedi. Devamla “Allah dinini aziz kıldıktan
ve yardımcılarını çoğalttıktan sonra biz de
Peygamber’den gizli olarak bir kısmımız diğerine ‘Bizim
mallarımız tamamen gitti. Biz mallarımızın arasında
bulunsak, zayi olan mallarımızı yeniden kazansak ne güzel
olur!’ dedik. Bunun üzerine Allah Teâlâ ‘Allah yolunda
mallarınızı sarf ediniz. Fakat kendi ellerinizle kendinizi
tehlikeye atmayın. İyilik edin, çünkü Allah iyilik edenleri
sever’ (Bakara/195) ayetini bizim yanlışımızı reddetmek
maksadıyla indirdi. Böylece anlaşıldı ki, cihadı terk edip
mallarımızla uğraşmak bizi tehlikeye sürükleyecek bir
davranıştır.” Bunun için Ebu Eyyûb el-Ensarî, ölünceye
kadar Allah yolunda savaştı (80).
Ebu
İmran şöyle anlatıyor: Konstantiniyye halkı ile savaşıyorduk.
Ordunun başında Abdurrahman b. Halid b. Velid vardı. Rumlar sırtlarını
şehrin surlarına dayadılar. Bir kişi düşmana hücum etti.
Halk ona “yavaş ol, hücum etme. Allah’tan başka ilah
yoktur. Bu kişi kendi eliyle tehlikeye girmiş oluyor”
diyordu. Bu söylentiler karşısında Ebu Eyyüb El-Ensari
“Bu ayet biz Ensar hakkında nazil olmuştur. Allah
Peygamberine yardım edip, İslâm’ı üstün kıldığı
zaman, biz kendi aramızda ‘Geliniz, mallarımızın arasında
bulunalım da onları ıslah edelim’ dedik. Allah ‘Mallarınızı
Allah yolunda harcayın ve kendinizi ellerinizle tehlikeye atmayın’
ayetini indirdi. Öyleyse kendimizi tehlikeye atmak, düşmana
saldırmak değil, mallarımızla uğraşıp cihadı terk
etmektir” dedi. Ebu Eyyüb, ölüp de Konstantiniyye’de
defnedilinceye kadar cihaddan geri kalmadı (81).
Ebu
İmran şöyle anlatıyor: Muhacirlerden bir kişi
Konstantiniyye’de düşman safına hücumda bulundu. Safı
yardı; bizimle beraber Ebu Eyyub el-Ensârî de vardı. Halktan
bazıları “Bu kişi kendi eliyle kendisini tehlikeye attı”
diyordu. Ebu Eyyüb “Biz bu ayeti daha iyi biliriz. Çünkü o
bizim hakkımızda nazil oldu. Biz Rasulullah’a arkadaşlık
yaptık, bütün gazvelerinde onunla beraberdik ve ona yardımcı
olduk. İslâm yayıldığında ve galip geldiğinde biz Ensar
bir araya gelip gizlice ‘Allah bizi Peygamber sohbetiyle şereflendirdi.
Ona yardım etmekle bize ikramda bulundu. İslâm yayılıncaya,
Müslümanlar çoğalıncaya kadar bu işe devam ettik. Biz bu
cihadı aile efradımıza, mallarımıza ve çocuklarımıza üstün
tuttuk. Artık harp azalmıştır. Biz aile efradımıza dönelim,
çocuklarımıza gidelim ve onların arasında bulunalım’
dedik. İşte o zaman bu ayet bizim hakkımızda nazil oldu. O
halde tehlike mal, aile efradı arasında durup cihadı terk
etmektedir” dedi (82)
Sahabenin
Hayatı’ndan
Bodrum
- 13.05.2003
hilbira@hotmail.com
http://sufizmveinsan.com
|