Hakkında birçok ayetin nazil olduğu bildirilen ve bir­çok hadislerle övülen Hz. Os­man (r.a), ilk müslümanlardandır. Cennetle müjdelenen on sahabedendir. Raşit halife­lerin üçüncüsüdür. Peygam­ber Efendimiz'in iki kızı ile evlendiğinden Zinnureyn (iki nur sahibi) diye meşhur ol­muştur. Kendisi çok hayâlı idiler.

Kureyş'in en asil ve zen­gin ailesine mensuptu. Beşinci nesilde Peygamberimiz'in nesli ile soyu birleşmektedir. Milâdi 577 yılın­da, Fil Vakası'ndan altı yıl sonra doğmuştur. 34 yaşında müslüman olmuştur. Orta boylu, gür sakallı, sarışın güzel yüzlü, doğan burunlu, yüzünün efi az, iri kemikli ve uzun kollu idi.

Hz.Osman (r.a) müslüman olduktan sonra Peygamberimiz'in kızı Rukiye ile evlendi. Ailesi ile birlikte önce Habeşistan'a, sonra Medine'ye hicret etti. O da işkenceden nasibini aldı ve müslüman ol­duğu için amcası O'nu iple ağaca bağlayıp kırbaçla dövmüştür. Fakat o kelime-i tevhidi okumaya devam etmişti. Cesareti ve metanetiyle de ün yapmıştır.

Medine'ye göç edince orada Hz. Evs bin Sabit'in misafiri ve kardeşi olmuştu. Medine'de içmeye müsait bir tatlı su kuyusu vardı. Rûme kuyusu denilen bu kuyunun sahibi bir yahudi idi. Suyu para ile satardı. Hz. Osman (r.a) yahudiden o kuyuyu satın alıp müslümanlara bedava dağıttı. Böylece müslümanlar su sıkıntısından kurtulmuş oldular.

İslam dini uğrunda malıyla, canıyla pekçok fe­dâkârlıklarda bulunmuştur. Mescid-i Nebevi dar gel­meye başlayınca genişletilmesi için tek başına ve kendi parasıyla bu işi gerçekleştirdi.

Tebük Gazvesi'nde İslam ordusunun yarısını kendi malıyla teçhiz etmişti. Bir kıtlık esnasında Şam'dan yüz deve yükü buğday kervanı gelmişti. Tüccarların çok yüksek kâr tekliflerini reddetti ve ta­mamını fakirlere dağıttığı gibi develeri de kurban et­miştir. Hz.Ebu Bekir (r.a) bu davranışından dolayı Hz. Osman'ın alnından öpmüş ve o gece Rasulullah (s.a.v)'ı rüyasında görmüştür. ''Nereden teşrif buyu­ruyorsunuz Ya Rasulallah?" deyince, "Osman'ı ziya­retten diye." cevap buyurdular.

Bedir Gazası hariç, bütün gazalara katılmıştır. Rasulü Ekrem'in müsaadesiyle kızı Rukiye ağır hasta olduğundan Medine'de kal­mıştı. Tedavisiyle uğraştı. Ve­fatı üzerine diğer kızı Ümmü Gülsüm ile evlendi. Bunun üze­rine Zinnureyn lakabını aldı.

Zatür Rika Gazvesi'nde Medine'de kaymakam olarak kalmıştır. Hudeybiye Musalahası'nda Hz. Osman (r.a) Mekke'ye elçi olarak gönderil­miştir. Şehid edildiğine dair bir şayia çıkınca Rasulullah (s.a.v), biat-ı Ridvan'ını yap­mıştır.

Hz. Osman (r.a) vahiy katibi idi. Çok güzel yazar ve konuşurdu.    Hafızası    kuvvetliydi.    Daima Kur'an okurdu. Kur'an'ı çoğaltıp merkezlere gönder­di. Bir rek'atta Kur'an'ı okurdu. Rivayet ettiği hadis­lerin sayısı 146'dır. Fıkıhta, hadiste, tefsirde pek te­mayüz etmişti. "Sizen en faziletliniz Kur'an'ı öğrenip öğreten kimsedir." meşhur hadis-i şerifinin ravisi O'dur.

Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (r.a) halife olarak Hz. Osman'ın çok yardımını gördüler. Ehli şuranın kararı ve ümmetin ittifakı ile hicri 23 yılında üçüncü halife oldu. Peygamberimiz'in ve kendinden önceki iki halifenin yolunu aynen takip etti. Onların siyase­tinden ayrılmadı. Müslümanlar bu hususta halifele­rinden razı idiler. O'nu bütün kalpleriyle severlerdi. Hz. Osman'ın hilafetinin ilk altı senesi emniyet ve refahla geçti. Yedinci yılından itibaren bazı olaylar fitne ve fesatçılar tarafından abartıldı. Yahudi İbn-i Sebe başkanlığında komitacılar oluştu. Sonunda hali­fe şehid edildi. H. 35 (M.656). Mushafı okurken şehit edildi. Vefatından iki gün sonra Baki Kabristanı'na defnedildi. Öldüğünde 82 yaşındaydı.

Hz. Osman (r.a) zamanında Şam, Mısır, İran, Horasan. Kıbrıs, Hindistan, Maveraünnehir, Kafkas­ya, Ermenistan. Kuzey Afrika fetihleri gerçekleştirildi. Güçlü ve büyük İslam devletinin sınırları çok geniş­ledi. İslam ordusu İstanbul önlerine kadar geldi.

Abdullah ibn Selam (r.a)'dan rivayet edildiğine göre son gecesinde Rasulullah Efendimiz'i rüyasında görmüş ve kendisine "Dilersen düşmanlarına galebe çalmak için nusret erişsin, dilersen iftarı bizim yanı­mızda yaparsın." buyurulmuştur. O ise Rasulüllah'ın yanında iftar etmeyi tercih etmiştir. Radiyallahü Anhü.

Hamdi Boydak
İstanbul - 28.0
5.2002
 http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail