Aslanın açlıktan başı dönüyormuş. Ormanın altını üstüne getirmiş ama nafile.
Yiyecek hiçbir şey yok. Avlanacak hayvan da yok. Tam umudunu yitirdiği sırada çalıların arasında bir kıpırtı olmuş. Aslan pençesini bir atmış yakalamış kıpırdananı, çekip çıkarmış.
Bir bakmış elinde tüylü, ufak tefek bir hayvan. "Sen de kimsin?" demiş.
Hayvan "Ben kediyim" demiş. Aslan boş boş bakınca açıklamak ihtiyacı duymuş kedi:
"Ben" demiş, "senin dayınım." Aslan gülmüş, "Haydi oradan" demiş,
"Ne dayısı. Ben açlıktan ölüyorum seni yiyeceğim."
Kedi demiş ki, "Beni yiyemezsin. Ben senin dayınım.
Bak pençelerime, bak bıyığıma, bak yüzüme." Aslan kediyi daha yakına çekip incelemiş.
Gerçekten de benziyor kendisine. İçine bir kuşku düşmüş. "Peki ama" demiş, "sen benim dayım olsan daha iri olman gerekmez miydi? Sen ufacık bir şeysin.
Bak ben dev gibiyim." "Ah ah" deyip iç çekmiş kedi,
"Hiç sorma yeğenim. Ben de senin gibi kocamandım," sonra devam etmiş,
"Sen insanoğlunu tanır mısın?" Aslan başını kaşımış,
"Hayır" demiş. Kedi anlatmış:
"Ben de senin gibi dev bir aslanken bu insanoğlunun eline düştüm. Beni döve döve bu hale getirdi. Küçüldüm böyle ufacık kaldım."
Aslan kediyi yere bırakmış. Kükremiş,
"Kim bu seni bu hale getiren insanoğlu dayı" demiş,
"Bana göster, senin intikamını alayım."
Kedi düşmüş öne. Aslan arkasında. Saatlerce yürüdükten sonra ormanın kenarına kadar gelmişler. Ormanın bittiği yerde bir ev ve önünde odun kıran bir adam göstermiş kedi.
"İşte" demiş,
"İnsanoğlu bu. Bu beni döve döve bu hale getirdi. Aslan,
"Geç benim arkama dayı" demiş.
Sonra birden saldırıp adamı yakalamış. Bir kükremiş, yer gök inlemiş. Demiş ki,
"Seni yiyeceğim. Bak dayımı döve döve ne hale getirmişsin."
Adam bir aslana, bir kediye bakmış. Anlamış ki aslana, kedinin onun dayısı olmadığını anlatmaya çalışmanın yararı yok. "Peki" demiş,
"Beni yiyebilirsin. Yalnız benim çocuklarım bu odunları satıp para kazanacaklar. Yoksa aç kalırlar. Onların bu dövme işiyle bir ilgisi yok. Onun için şu odunu da kırmama yardım et. Bu işi bitirelim. Sonra ye beni.
" Aslan kediye dönmüş”
"Ne dersin dayı?" diye sormuş. Kedi başını olumlu anlamda sallamış.
"Tamam" demiş aslan,
"Ne yapmam gerek?" Oduncu, baltanın odunu yardığı yeri göstermiş,
"Ben bu baltayı yavaşça çıkarırken sen iki elini sokup yarığın kapanmasını önleyeceksin, sonra baltayı tekrar vurup odunu ikiye ayıracağım.
" Oduncu baltayı yavaşça çıkarırken aslan iki elini sokmuş. Oduncu baltayı çekince yarık kapanmış ve aslanın eli odunun yarığına sıkışmış. Kedi derhal kaçmış. Adam büyük bir sopa kapmış ve başlamış aslana kıyasıya vurmaya. Adam sopayı vurdukça aslan bağırıyormuş,
"Of anam dayım kadar kalsam razıyım."
 
Kıssadan hisse: "Aslansan aslanlığını bimeli, dayının kim olduğunu öğrenmelidir.

Ayrıca sende dayınım diyen herkese inanmamalısın.
İnansan da her dediğini yapmamalısın.
Sonra kendini bir yerlerde bulur kendin bile ben bu hale nasıl geldim diye dövünürsün !

İstanbul - 19.03.2001
http://afyuksel.com


Üst Ana sayfa e-mail