Kayıt için burayı tıklayın

vrensel bir sorunla karşı karşıyayız:
Trafik...
Her yerde kaza, her kazada da en az bir-iki ölü var.
Trafik, hayatımızın ayrılmaz bir parçası olduğu içindir ki, evrensel bir sorun olma yolunda hızla ilerlemeye devam ediyor.
Gün geçtikçe, imal edilen araç sayısının artması ve yolların ihtiyaçlara cevap veremeyişi, trafik kazalarından etkilenmeme ihtimalini oldukça düşük seviyelere indiriyor.
Trafikteki ağır kazaların yol açtığı mal kaybının yanı sıra, ölümlerin de yüksek rakamlarda oluşu ve bu konuda dünya ülkeleri arasında liste başı olmamız hayli düşündürücü...

Her alanda olduğu gibi, önemli kayıpların verildiği kazalarda dikkâtleri çeken, halkın ve yöneticilerin ilgisini toplayan olaylar, yaşanan dramlar, sıkıntılar bir müddet sonra güncelliğini kaybediyor. Unutulup gidiyor. Halbuki, üstesinden gelebilmek için sorunun devamlı gündemde olması şart...
İstatistikler, 1999 yılı boyunca günde 13 insanın trafiğe yenik düştüğünü gösterirken, bu sayı maalesef, kurban bayramı tatilinde 19’a yükselmiş; yani, 6 kişilik bir artış olmuş.

Türkiye’de bin kişiye düşen oto sayısı  1/ 10 nispetinde iken bu oran, gelişmiş ülkelerde örneğin, Japonya, Fransa, Almanya ve  ABD’ de 6/10 civarında seyrediyor. Araç sayıları bakımından böyle büyük farklılıklar varken, mal ve can kaybında ters orantılı rakamlar ortaya çıkıyor.
1998 yılında yapılan istatistiklere göre, 27 milyon aracın bulunduğu İngiltere’ de, trafik kazalarında yaşamlarını kaybedenlerin sayısı 3 bin 500 civarında iken, araç sayısı 7 milyon civarında olan ülkemizde kazalarda ölenler, bu rakamın yaklaşık 2 misline ulaşıyor.

Görüldüğü gibi abartısız, ama farklı tablolar ile karşı karşıya bulunmaktayız.
Acı gerçekleri görmenin zamanı çoktan gelmiş, hatta geçmiştir.
Daha önce de yazdım;
Trafik kazalarına yoğun sert astrolojik etkilerin sebep olduğunu söyledim.
Ve  kültür düzeyinin bu görüntüyü oluşturduğunu ifade ettim.
Yine de söylüyorum;
Maalesef belirtilen olumsuzlukları, gerek oto sürücülerinin, gerekse yayaların kurallar karşısındaki duyarsız tavırları artırıyor.
Yayaların otolara, sürücülerin de yayalara karşı davranışlarında tepkisellik söz konusu...
Bu anlamsız uyumsuzluk, trafik kazalarının bence en önemli faktörlerinden biri...
Bugün uluslararası yol olarak kabul edilen E-5’ te barikatları aşarak karşı tarafına geçmek isteyen çok kimseye şahit olmuşunuzdur. Üstgeçitler, trafik ışıkları, yaya kaldırımları gibi kolaylıklar yerine, kestirme ama tehlikeli olana yönelenlere de...
Veya kırmızı yandığı halde, yolu sahiplenerek hızla geçen oto sürücülerine, arabasını kişiliğinin kalkanı yapan maceraperestlere, sabırsız ve gözü kara sollamacılara, aşırı yükle trafiğe çıkan kamyon şoförlerine, ana ve tali yol kurallarını tanımayan kahramanlara (!) ve daha nicelerine rastlamışsınızdır.

Sebepleri araştırırken, Trafik cezalarındaki yetersizliği de unutmayalım... Mağduriyetin önlenmesi için artık komik düzeyde kalan rakamları bir an önce normal hale getirmek ve ciddiyetle uygulamaya geçirmek gerekiyor.

Göz ardı edilemeyecek çok önemli bir etken ise, insana duyulan sevgi ve saygının eksikliğidir. Sevgisizliğin yol açtığı tahribatı onarmak tahmin edilemeyecek kadar uzun bir sürece mal oluyor.
Sanırım, bütün anlatılanların ardında yatan asıl neden de budur.

İstanbul - 25.3.2000
http://afyuksel.com


Üst Ana sayfa e-mail