The Spiritual Universe

Fizik Profesörü FRED ALAN WOLF’un kitabından bir alıntı
III. BÖLÜM

Yanlış Sorudan Ruh (Soul)  hakkındaki Yeni Anlayışa

 Biz,  ruhun varlığı hakkındaki sorgulamamıza başlarken bizden öncekilerin de yaptığı gibi ruhun tartışmak için kolay bir konu olmadığına işaret ettik.   Ruh madde midir yoksa bir yanılsama/illüzyon mudur?  Bu son derece doğal soru, modern bilim ve şu andaki spirituel/manevi  düşüncenin ayrılmasına ve aralarında bir boşluk oluşmasına sebep oluyor ve bizi şu anda içinde bulunduğumuz  bölünmüş düşünce şekline getiriyor.
Biz madde olan her şeyi gerçek olarak kabul etmeye  ve bunun yanı sıra spiritual/manevi  olan her şeyi de madde ötesi ‘’beyond matter’’ olarak görmeye yönlendiriliyoruz.  Doğruyu  bulmak için bizim geriye bu işin izini / kokusunu kaybettiğimiz yere kadar dönmemiz gerekli.

Biz zaman içinde ileri ve geri hareket ederken, ruh hakkındaki bu iki görüş sürekli olarak karşımıza çıkar.   Bazı zamanlar, ruh sanki çok fiziksel bir şeymiş gibi görünür, sanki bir objeye ait renk veya onunla ilgili herhangi başka bir  vasıfmış gibi.  Diğer zamanlarda ise  daha derin, duygusal bir  izlenim verir, hatta dişi bir form alır.  Kişi bu noktada hemen bu iki görüşü bilimsel ve spiritual manevi olarak tanımlamak ister;   bilimsel /çünkü ruh maddedir)  ve spirituel /ruh bir hayaldir).  İşte bu da sonuç da yanlış sorunun sorulmasından kaynaklanan bir hata olarak karşımıza çıkar.
Ruhla ilgili fikir ayrılıkları,  Yunan Medeniyetinin erken dönemleri ile  başlamıştır.  Eflatun, ruhu bir ideal olarak görmüş; ama Aristo, onu madde olarak görmüştür.   Eflatun’un ‘’Phaedo’’ sunda Socrat  ruhu çok net bir şekilde görünmez olarak karakterize etmiş, ancak  eşitliğin mükemmelliğini, güzelliği, iyiliği ve diğer mükemmel vasıfları hissedebildiğini belirtmiştir.  Madde beden, gayri mükemmel,*** karışık ve mükemmel olmayan anılarla dolu olarak görülürken,  madde olmayan ruh ise  mükemmel ve  hatasız bir hafızaya sahip olarak belirtilmiştir.

Eflatun için ruh,  görünmeyen  veya hayali  bir prosese en yakın olandır. Ancak Aristo için ruh tamamen fizikseldir  ve hatta çok latif bir maddeden meydan gelmiştir.

Aristo ve Eflatun’ u inceledikten sonra,  zaman içinde eski Mısırlılar ve Kaldelilerin dönemine gidiyoruz.  Burasının  zaman içinde özel bir yeri vardır, çünkü burada henüz ayırım yapılmamıştır. Mutlak  boşluğun  içinde bölünmemiş spirituel ve fiziksel evren vardır ve hem bizim realitemiz ötesi (etheral) hem de madde olan her şeyin orijinini sağlar.   Buradan başlayarak, bilinen ruh modelini yıkıp kuantum fiziğinin de yardımıyla yeni bir ruh modeli inşa edeceğiz.
Bundan sonraki adım ise ruhla ilgili olarak, maddeci ve maneviyatçı görüşlerin arasındaki anlaşmazlığı çözmek. Bunu yapabilmek için de ruhun evrenin bütünüyle  olan ilişkisini dikkâte almak gereklidir.   Burada şöyle bir olasılıktan yola çıkacağız: Ruhun zamanın sonunda bir bilgisayar programı olarak var olduğunu düşüneceğiz.  Ruhun bu fiziksel olmayan modeli bizi tekrar geriye vacum/boşluğa götürür ki,  hatırlanacağı gibi, biz bu noktada ruhun aynı zamanda nasıl hem gerçek  hem de gayri fiziksel olabildiğini araştırıyorduk.
Bu, bizi yeni ruhu tanımlamakta ki ilk basamağa götürüyor:  Benlik ve ruh/soul arasındaki farkı bulmak.
Bundan sonra biz Budha’nın aklına dönüyoruz,  yani self/benlik ve ruhun var olmadığına.    Burada ruh sadece bedenden ayrılmakla kalmıyor, olasılıklar dünyasından da (alanından da) ayrılıyor ve bir sihirbazın yaptığı illüzyon gibi tamamen yok oluyor.  Budha’nın ruhu bu şekilde inkâr etmesi, aslında bize ruhun kendisinin de kendi tarafından nasıl kandırıldığını gösteriyor ve bizi ruhun maddeye nasıl bağımlı olabileceğine, hatta onun tarafından nasıl kirletileceğine dair görüşlere götürüyor.
Bundan sonra  modern bilimin evren hakkındaki görüşüne doğru ilerliyoruz.  Biz, eski ve yeniyi dengeleyerek  cennet, cehennem, ölümsüzlük, reenkarnasyon ve karma hakkında bilimsel bir görüş elde ediyoruz.  Bu da bizi her ne kadar dünya üzerinde çok sayıda canlı yaşamakta ise de   ruhun en  temel bütün ve  tek bir varlık  olduğu görüşüne götürüyor.  En sonunda biz ruhun bedenle nasıl konuştuğunu ve son bölümde ise ruh(soul), spirit(ışınsal beden), benlik, ve maddenin nasıl ilişkili olduğunu göreceğiz.
Arzum, modern bilimsel çağa ruh/soul konseptini getirmekle ve bu yöndeki  çabalarımla eskiden beri süregelen  insanın varlığı hakkındaki probleme bir çözüm bulmak.  Bu araştırmadan ve yeni modelimden çıkan sonuca göre inanıyorum ki, sizi ölümle birlikte bedenin yok olmasına rağmen ruhun ebediyyen devam edeceği konusunda ikna edeceğim. Esas soru ise ‘’ Biz bu farkındalığı nasıl açığa çıkarabiliriz ki  insanlığın temeldeki iyiliği bütün zamanda sürekli olarak yansımasını sürdürsün?’’  


İstanbul - 02.10.2003
http://gulizk.com


Üst Ana sayfa e-mail