The Spiritual Universe

Fizik Profesörü FRED ALAN WOLF’un kitabından bir alıntı
II. BÖLÜM

Bu kitap hakkında enteresan ve orijinal olan şey nedir

Bu soruya cevap verirken, ben günümüz biliminin şuurun maddesel temeli hakkında yaptığı araştırmalarla   kendinin farkında olma araştırmalarını bir kenara bırakarak yeni ve orijinal bir konsept teklif ediyorum.    Bütün arzum, self/ego/nefsin temelde tamamen bir hayal /illüzyon olduğunu ve ruhun maddedeki bir yansımasından doğduğunu göstermek (tıpkı  gecenin karanlığında bir gölün sularında ayın çok net bir şekilde yansıması gibi).  Aynı zamanda ruh, ışınsal bedenin bir yansıması olmasına rağmen bir hayal/yanılsama/illüzyon  değildir.  Kitabın bir hedefi de nefs/benlik konseptinin ruhtan nasıl farklı  olduğunu göstermektir.
Bunu yapabilmek için bizim ruhu dağıtmak ve tekrar yapılandırmak  üzere bir yolculuğa çıkmamız,  tarihin ve zamanın içinde ileri - geri hareket etmemiz gereklidir. 
Bu tur, bizim ‘’boş/vakum’’ hakkında yeni bir vizyon elde etmemizi sağlar. Bunun yanı sıra ölümlü ruhların bir hayal olduğu hakkında bariz bir resim elde etmemizi ve temel gerçeğin ‘’Bir tek şuura sahip olan bir tek ebedi ruh’’ olduğunu anlamamızı sağlar.
Kuantum öncesi veya Newtoncu  görüşe göre, vakum/boşluk  sadece maddenin olmayışıdır.   Ancak, modern fizikten çok çok evvel,  eski çağlardaki filozoflar, vakumu herhangi bir şey haline gelebilecek  bir potansiyel olarak görmüşlerdir.
Sonuçta, bu eski çağlardaki anlayışın, Newton  görüşünün ortaya koyduğu  mekanik resimden çok daha fazla kuantum fizikle ortak yönü olduğu ortaya çıkmaktadır.
Aynı şekilde, batının ruh hakkındaki geleneksel manevi vizyonu, her kişinin  ayrı, izole edilmiş şuura sahip olduğu şeklinde idi.  Ancak, ben bütün bu ayrı olarak düşünülen sayısız  şuurlu ruhların  bir illüzyon olduğunu  ve evrenimizin var olduğu zaman diliminde bütün bunların tek bir şuura sahip olan tek bir ruhun yansımaları olduğunu  göstereceğim.
Ancak, bunu yapmak kolay değildir.  Ruh (soul) ve ego/benlik arasındaki   ilişki, esrarengizliğini korumaktadır ve ben  bunu anlatmakta başarılı olsam bile  esrarını korumaya devam edecektir. 
Ne ifade etmek istediğimi daha iyi anlatabilmek için ışık hızından bir örnek vereceğim.   Bütün gözlemciler kendileri ne kadar hızlı hareket ederlerse etsinler, ışık hızı sabittir.  Bu olay çok iyi anlatılmasına rağmen, hala esrarengizliğini korumaktadır.   Biz, ışığın hızının neden değişmediğini biliyoruz, ama bunun deneysel sonuçlarını incelediğimiz zaman sonunda haşyetle görüyoruz ki, tabiat, oyununu oynuyor ve  ışık gerçeğini / faktörünü  yerleştirebilmek için uzay ve zamanın kıvrılmasını sağlıyor. 

Ruh görünmeyen bir prosestir ve   bağımsız bir oluş/varlık  değildir 

Burada ruhla ilgili yeni bir vizyon teklif ediyorum. Bu önerim, modern bilimin ışığında bizim pek çok eski konseptimizi keşfediyor.  Bu vizyonun temeli  ‘’dokunulamayan, küçültülemeyen bir olasılıklar alanı’’ na dayanır;   yani bütün fizik madde ve enerjinin kendinden doğduğu kuantum fiziği, dalga fonksiyonuna dayanır.
Modern bilim adamlarından belki de Budha’ya kadar pek çok kişi, bu araştırmada bir kargaşa yaratmışlardır. Bunun sebebi ise ışınsal beden (spirit), ruh (soul) ve  benlik/ego arasında bir ayırım yapmamalarıdır.
Benim araştırmalarıma göre ışınsal beden (spirit) ‘’vakum enerjinin görünmeyen titreşimleri /vibrasyonları’’soul/ ruh ise zaman içinde o görünmeyen  titreşimlerin/vibrasyonların yansımasıdır. Benlik (ego/nefs) ise  soul’un maddedeki yansımalarından ortaya çıkan  bir  illüzyon/yanılsamadır ve de Budha’nın önerisine göre  vücudun duyuları (beş duyu) olarak   açığa çıkmaktadır.  Sonuçta her üçü de birbiri ile ilişkili,  ancak temelde farklıdırlar.
‘’Görünmeyen  proses’’ tabiri  ile ne demek istediğimi kuantum dalga fonksiyonu göstermektedir.  Aslında bir sonuç olmamasına rağmen, bu fonksiyonun bir etkisi vardır.  Böylece, bu dalga fonksiyonunun hiç ölçümlenmemiş olmasına rağmen  önemli fiziksel sonuçları vardır.  Ruh (soul),  bu dokunulamayan olasılık alanının (uzayın boşluğundaki görünmeyen  proseslerin teşkil ettiği olasılık alanının) yanındadır/onunla birliktedir.
Çoğu kez bu prosesler bizim günlük yaşamda ‘’gerçek’’ olarak tanımladığımız proseslerin/işlevlerin yansıması şeklinde ortaya çıkar. 
Ancak, bu görünmeyen  proseslerin kendilerine ait bir yaşamı vardır ve kendileri hiçbir şekilde gözlemlenemeseler de bizim gördüğümüz  her şeyin, en basit şeylerin bile sebebidirler / sorumlusudurlar.
Başka bir deyişle ruh/ soul görünmeyen bir  prosestir ve bağımsız bir varlık  değildir.   O olmadığı takdirde bağımsız varlığın  farkında olunmaz.  İşte size bir analoji.  Görünmeyen prosesler  madde planındaki  varlığın sıradan prosesleri ile ilgilidir.  İnanıyorum ki, tıpkı bunun gibi soul/ruh da bizimle ilişkilidir.
Biliyoruz ki kuantum fiziğinde görünmeyen  proseslerin çok çok önemi vardır.
Bunun en güzel örneğini ışığın atom ve moleküllerden  yaptığı dağılmada  görebiliriz.  Örneğin, her gün  güneş ışığı hava moleküllerinden dağılır ve gökyüzünün mavi rengini oluşturur ve de bu oluşta  görünmeyen elektronik prosesler vardır.


İstanbul - 25.08.2003
http://gulizk.com


Üst Ana sayfa e-mail