20. Bölüm

Hologram Prensibi ile açıklık getirebildiğimiz maddeye olan etkileşimlerden biride,bükülmesi (eğilmesi) mümkün olmayan çelik ,demir...gibi metal nesnelerden yapılmış tabaklar,kaşık,çatal anahtar,...vb nesnelere hem dokunarak hem de dokunmaksızın uzaktan etkileyebilme fenomenleridir. Bu mesafe, birkaç cm.den binlerce km.ye kadar çıkmaktadır. Ayrıca, bu nesneler ister görülebilir isterse de görülmeyen yerlerde olsun fark etmez; yine aynı şekilde gerçekleşmektedir. Uzak mesafelerle ilgili olarak en çok bilineni TV ve radyo aracılığıyla olanlarıdır. Böylece, pk (psikokinetik) yeteneğine sahip olan suje, ekran ya da radyo başında onu izleyen veya dinleyen insanların elinde tuttukları çatal, bıçak, bilezik...vb) eğilmesi imkânsız metal eşyaları bükebildiğini göstermiştir. Eğilen ya da kırılan bu metal cisimlerin, o sırada ellerinde ya da masa üzerinde görünür bir yerlerde olduğu gibi, mutfak, banyo... yani görülmeyen kapalı yerlerde bulunduğunda da  aynı biçimde etkilendikleri görülmüştür. Bazen bu etkinin, olay esnasında oluşmamasına karşın, belli bir süre geçtikten sonra meydana geldiği de  görülmüştür.

Konunun ilginç yönlerinden biri de, TV ya da radyoda bu tür gösteriden haberdar olmayan kişilerin bile, olayı seyreden insanlar gibi etkilenmeleridir. Mesela; bu fenomenlerin birinde insanlar parmaklarındaki yüzüklerin eğilmekte olduğunu, bu etkinin neredeyse parmaklarını ezecek düzeyde çok güçlü olduğunu hissetmektedirler. Bu, küpe ve bilezikler gibi takılar...için de geçerlidir. Tüm bu olayların birkaç kişide değil, yüzlerce kişide bizatihi açığa çıkması, deneyimlenmesi hile olması durumunu da ortadan kaldırmaktadır.

Bu tür pk yetenekleri deyince, hemen akla bilim adamları ve illizyonistler tarafından da bire bir,yüz yüze denenerek onaylanan ünlü İsrailli Uri Galler gelmektedir. Galler, yukarıda anlatılan fenomenleri gerçekleştirdiği gibi, çalışmayan birçok saati de uzaktan çalıştırmayı başarmıştır. Bu çalıştırılan saatlerin bir kısmı da, Avustralya gibi çok uzak mesafededir. Bu sırada Galler Paris’tedir. Bunlardan biri on dört yıl boyunca çalışmayan  ve birçok tamirci tarafından yapılmaya çalışılmış, ama bir türlü tamir edilemeyen saattir. Galler tarafından çalıştırılan bu saatlerden bir kısmı birkaç saat, bir kısmı bir iki gün, bir kısmı da bir hafta çalışmıştır. İlginç bir yön de bu saatlerin çoğunun kurulu olmamasıdır. Bu pk yeteneğini stüdyoda sergilerken seyircilerin ellerindeki saatleri bir iki defa yoğunlaşmak suretiyle  de çalıştırmayı başarmıştır. Hatta yine ünlü bir gösterisinde  de bir cam kabın içerisindeki kol saatlerini eğip bükebilmiştir. Hile olmamasının en büyük nedenlerin biri de,Galler’in bu ve buna benzer birçok fenomeni sık sık ve değişik şartlar altında gerçekleştirebilmesidir.

Metal cisimler üzerinde pk yeteneği olan insanları üç sınıfta değerlendirebiliriz: Birinci derecede olanlar, Galler’in radyo ya da TV’ de yeteneğini sergilediği fenomenin yarattığı etkiyle oluşurken, ikinci derecedekiler, Galler’in gösterisini tamamladıktan belli bir süre sonra yine onun etkisiyle oluşan pk’lardır. Üçüncü derecede olanlar ise; tamamen Galler’den bağımsız olarak, kendi pk yetenekleriyle gerçekleştirmektedirler. Yani; ilk iki sınıfta olanlar Galler’in etkisi geçtikten sonra bu kişilerde bu yetenekler kaybolurken üçüncü sınıfta olanlar, Galler olsun ya da olmasın fark etmez, her zaman, istedikleri takdirde bunu başarabilmektedirler.

Şimdi, birinci ve üçüncü derecedekiler yeterince açık olduğu için örneklemeye gerek yokken, ikinci dereceden olana etkileyici bir örnek verebiliriz. Bu örnekte, Galler İsveç’te bulunmamasına rağmen, gösterisinin belli bir süre sonra video banttan İsveç TV’ sinde yayımlanması sonucu yine benzer pk olayları gerçekleşmiş ve bunun yanında programı izleyen İsveçli kadınların spirallerinin bozularak gebe kalmalarına da yol açmıştır. Yine İsveç’te evlerdeki çatal,bıçak, kaşık,...vb takımlarında eğilmelerin yanı sıra da bu nesnelerin üzerindeki amblemlerin de silinmiş oldukları görülmüştür.

Burada şu soru sorulabilir: Acaba bu insanlarda bu fenomen açığa çıkarken, gizli (atıl) kalmış yetenekler sadece bir katalizör görevi görmekte olan Galler aracılığıyla mı ortaya konmakta yoksa Galler onların beyinleri vasıtasıyla mı bu olayları gerçekleştirmektedir? B u fenomenlerin tamamını göz önüne aldığımızda ikinci şıkkın doğru olduğunu görürüz.(Her iki durumda da Radyasyonun kaynağı Galler’dir.)

Galler TV, radyo,tiyatro... gibi toplu gösterilerinin yanında, küçük gruplar halinde gazeteciler,muhabirler,illüzyonistler,bilim adamları yanında da yeteneklerini sergilemiştir. Ayrıca,bu esnada gözlemlenen bir olay da orada bulunanların ceplerinde, çantalarında bulunan metal nesnelerin de ezilip büzülmüş olmalarıdır. Bazen de Galler’in, farkında olmadan çevresindeki metal olsun ya da olmasın cisimlerin ezilip büzülmesine,yer değiştirmesine, çeşitli aletlerin bozulmasına...vs neden olduğu gözlemlenmiştir.

Bu pk yetenekleri, günümüzden yüz yıl öncesinde de bilim adamlarınca  ayrıntılı bir şekilde incelenerek onaylanmıştır. Bunlara birkaç örnek isim olarak, ünlü kimyacı Sir William Crookes, Cambridge Üniversitesinden Hanry Sidgwick, Fransız fizyoloji Profesörü Ü Richet, yine ünlü fizikçilerden Sir Oliver Lodge, Lord Rayleigh, William Barrett’ i verebiliriz.

Bunlardan, Kraliyet topluluğunun önce üyesi olan sonra da başkanlığını yapan  Sir William Crookes’ in 1871 yılında üç ayda bir çıkan Quarterly Journal of Science’daki makalesinde meslektaşları ile iki medyum üzerinde yaptığı araştırmaların sonucu yayınlanmıştır. Söz konusu deneyde, eli kolu ve bacaklarını bağladıkları ve de kendilerinin çeşitli şekillerde hazırlamış oldukları bir ortamda medyumların normal şartlarda dahi yapılması çok zor, hatta imkânsız olan, cisimleri uzaktan harekete geçirme,etkileme ki bunlar,darbeler,ağır nesnelerin harekete geçirilmesi, mobilyaların levitasyonu (havalandırılması) ile ışık, el ve çeşitli yüzlerin bir anda belirmesi olayları olarak gözlemlenmiştir.

Bu çalışmalar tek örnek değildir. Dünyanın en önde gelen üniversitelerilerinden olan Cambridge ve Oxford başta olmak üzere diğer birçok bilim kuruluşunda da benzeri pk yetenekli insanlar, sabırla yürütülen araştırmalar sonunda her ne kadar o zamanda bu fenomenlere bilimsel bir açıklama getirilemese de en azından bunların hile olamayacağı tamamen ispatlanmıştır.

Ancak tüm bunlara rağmen, bilimsel düşüncede var olan şüphecilik, olayın nedenini, niçinini araştırmayı gerekli kılarken, maalesef bu kavram, ön yargılı bilim adamlarınca bu şekilde değil, uzun sürelerde zorluklarla elde edilmiş bilimsel görüşlerin (dolayısıyla otomatikman oluşturduğu şartlanmaların) yıkılmasından korkulduğu için, bu tür olaylar daha başında, araştırılma yapılmaksızın, gerçekler göz ardı edilmek  suretiyle reddedilmektedir. Böylece bu mantaliteye sahip bilim adamları ,görmezden geldikleri bu ve buna benzer metafiziksel fenomenlere açıklık getirmeye kalkışınca da genelde bu fenomenleri ve olumlu sonuçlarını saptırarak,çarpıtarak cevaplamaya çalışırlar. Bu da bilimsel düşünce ile de tamamen çelişmektedir. Oysa bu konuda Sir Oliver Lodge’ nin sözü çok anlamlıdır. “ Yalnız fizik gözlerle gerçeğin özünü idrak edemeyiz”

Bu fenomenler Gallerle sınırlı değildir. Dünyanın çoğu yerinde olduğu gibi, SSCB’de de bununla ilgili birçok önemli,  ciddi çalışma yapılmıştır. Bunlardan en fazla bilinenlerden biri ; şartları Rus bilim adamlarınca hazırlanmış ortamlarda (ki hile olmaması için bu, işin başından sonuna kadar filme de kaydedilmiştir.)olağanüstü pk yeteneklerini sergileyen Nelya Kulagina adlı kadındır. Kulagina bir masa üzerinde bulunan pusulayı önce ibresini sonra da elini 15 cm uzaklığında tutarak pusulanın kendisini de döndürmüş, kibrit çöplerini ve manyetik özelliğe sahip olmayan metalden yapılmış ufak bir silindiri başka bir masaya yuvarlayarak hareket ettirmiş, genişçe hazırlanmış plastik bir küp içine konan yine ufak nesneleri kutunun bir ucundan diğer ucuna doğru yürütmüş, 1m 80 cm uzaklıktan bir yumurtanın sarısıyla beyazını birbirinden ayırmış, cam kavanozun içine dik bir halde yerleştirilen beş adet sigarayı aynı anda hareket ettirmiş, ters çevrilmiş  bir cam kasede tutulan sigara dumanını ikiye ayırarak farklı yönlerde hareket etmesini sağlamış ayrıca her iki kefesine de 30 gramlık ağırlık koyarak denge durumundaki terazinin bir kefesini uzaktan etkiyle 6-8 sn aşağıda tutup terazinin dengesini bozmuştur.

Bununla birlikte,Dr. Sergevey, Kulagina’nın etrafında bulunan elektromanyetik alanın normal insanların sahip olduklarından en az on kat daha fazla olduğunu tesbit etmiştir.Tesbit edilen sadece bu özelliği değil, deneyler boyunca beyinsel işlevlerindeki faaliyetlerinden beynin arka kısmında bulunan göresel korteksin (bölgesin)deki aktivitenin normalden elli kat fazla olduğu da gösterilmiştir. Bu oran, normal insanlar için üç veya dört kattır. Bununla birlikte; Kulagina’nın kalp atışlarının, normalden dört kat fazla olarak 240’ a kadar yükseldiği bedenini çevreleyen manyetik alanın da aynı frekansta değiştiği ve cisimlere doğru yönlendiğinde odaklandığı noktaya doğru başka birtakım etkilerin varlığı da bulunmuştur. Bir seans sonunda Kulagina’nın 1-1,5 kg kilo kaybettiği de görülmüştür.

Bilim adamları önünde pk yetenekleri filme alınan bir başka Rus bayan da Alla Vinogradova’dır. Vinogradova da bir masa üzerinde bulunan kâğıttan yapılmış bir silindiri yuvarlamış ve içerisindeki metal ya da küçük diğer katı eşyaları da hareket ettirmiştir. Daha sonra da Alüminyumdan yapılmış salıncak biçimindeki silindiri pusula ibresinin dönmesine benzer şekilde ekseni etrafında döndürmeyi başarmıştır. Bununla birlikte, bileğinden bir zincir vasıtasıyla topraklama yapıldığında 100 gr ağırlığındaki bir nesneyi hareket ettirebilirken topraklama kaldırıldığında ise, birkaç gramlık nesneleri hareket ettirebildiği gözlemlenmiştir. Tesbit edilen bir önemli noktada, pk sırasında parmağından cisme elektrik akımının (kıvılcım biçiminde) oluştuğu ve yanına konan alet ölçer de sujenin çevresinde cm.de on bin volt civarında elektrostatik alanları tesbit etmiştir. Sujenin harekete geçirdiği cisimlerin ağırlığı oranında çok daha olağan dışı güçlü elektriksel ve manyetik alanların ortaya çıktığı da görülmüştür.

Yine Galler, dünyanın en önde gelen üniv. California ‘daki Standford araştırma kurumunda Lazer konusunda uzmanlaşmış iki fizikçinin (ki bunlar Harold Puthoff ve Russel Targ’ dır) önünde yine onların hazırlamış olduğu ve deney sonuçlarının her iki tarafın da tahmin edilemeyecek ortamda (şartlarda) sergilediği pk etkisini ,uzaktan algılama(DDA) vb yetenekleri de kanıtlanmıştır. Ayrıca tüm bunlar herhangi bir hipnoz ve hile durumuna karşılık filme alınmış ve bir illüzyonist tarafından da izlenmiştir.Aslında diğer deneylerdeki  gösterilerinde de bu şartlar oluşturulmaktadır.

Galler, bu deneylerde de DDA nın yanında, iki Rus pk cının yaptığı gibi çeşitli cisimleri harekete geçirmiş ,dengelenmiş terazinin dengesini bozmuş, manyetik alan ve radyasyon ölçen cihazlar üzerinde (mesela pusula,Gieger sayacı...) maksimum sapmalara neden olarak  en azından dünyanın sahip olduğu manyetik alanının yarısına eşdeğer bir manyetik alan uygulayabildiğini göstermiştir.

Galler ayrıca diğer benzerleri gibi, metal bükme sırasında ellerini de kullandı, ancak bu hafifçe okşamanın ötesinde değildi. Bu durum tüm elle dokunma durumu ile yapılan fenomenlerde de aynen geçerlidir. Galler, yüzükleri ve birçok güçlü metal cisimleri eğdi. Burada ilginç olan, bu yüzüklerin eğilmesi gereken kuvvetin 68 kg gibi yüksek bir değerde oluşudur. Bu da bu fenomenlerin okşama ile yapılamayacağını gösterir. Bu sadece Galler için değil ,Galler gibi metal büken diğer çocuklar ve kadınların da bu işlemi gerçekleştirebilmeleri için normal durumun çok çok üstünde güç kullanmaları gerekir ki, bu işi yapanların sayısı göz önüne alındığında hile olamayacağı da görülmektedir.

Bunun yanında Galler, bir geminin yakıt besleme sistemine zarar vererek gemiyi durdurduğunu da söylemiştir ki, eğer bükülmesi imkânsız cisimleri etkileyebilecek  gücü üretebiliyor ve elektronik cihazlara rahatlıkla etkide bulunabiliyorsa, bu ve daha çok karmaşık elektronik sistemlerle donatılmış bilgisayarları,gemileri,uçakları,radarları,nükleer roket sistemleri de rahatlıkla etkileyebilir.

Ayrıca Galler’in etrafındaki nesnelerin havada uçuşarak sağa sola çarptığı ya da uzakta bulunan nesnelerin yakın çevresine düştüğü laboratuar deneyleri sırasındada görülmüştür.Galler’in bunları hile ile yapması imkânsızdır. Çünkü bu fenomenlerin gerçekleştiği zaman Laboratuara ilk defa geldiği ve ortamını tanımadığı için (daha önce görmemiştir) orada bulunan  nesnelerin hem kendileri hem de konumları hakkında en ufak bir haberi , bilgisi de yoktur. Ayrıca, bu cisimler dışarıdan kendi getirdiği nesneler değildir.Ve onu inceleyen bilim adamı da  Prof. düzeyindeki ünlü John Taylor’ dur.

Benzerleri gibi Galler’i de bire bir inceleyen onun pk dışında diğer yeteneklerine de (ki bunlar DDA, nesnelerin iyonizasyonu (tayyı mekânı),cisimlerin materyalizesi ve demateryalizesi (yok olmasıdır) tanıklık eden ünlü karadelik kitabının da yazarı olan matematikçi ve fizikçi John Taylor “ Eğer ben bizzat gözlerimle görmeseydim, bunların raporlarını saçmalık diyerek kesinlikle kabul etmezdim”  sözleriyle şaşkınlığını dile getirir.

Bununla birlikte, Londra Üniversitesine bağlı Birkbeck koleji fizik bölümünün başkanı olan Prf. John Hasted’ı ziyaret eden Uri Galler (ki birlikte birçok kişinin önünde araştırma amaçlı deneyler yapmışlardır) Profesörün evine girdiğinde de katı nesnelerin garip bir şekilde durup dururken oraya buraya hareket etmesine ve bazı nesnelerin kaybolup ortadan yok olması bazılarının da materyalize olmasına (yani gerçekte orada olmayan çeşitli nesnelerin maddeleşmesine) neden olmuştur. Mesela, yerden otuz m. yükseklikte fildişinden yapılmış bir tür bitkinin (ki süstür bu) belirmiş daha sonra da bitki şeklindeki bu nesne  kısa bir süre içinde yere düşmüştür. Bununla birlikte bir saatin anahtarı da odalar arasında hareket etmeye başlar. Bu durumu Hasted şöyle ifade eder: “Onu yerde mutfak kapısının önünde buldum ve hemen götürüp yerine koydum.Tekrar mutfağa döndüğümde artık çıldıracaktım.Çünkü anahtar yine onu aldığım yerde duruyordu.”

Prof Hasted’in,Galler’le birlikte yaptığı deneylerin birinde de selülozdan yapılmış bir kapsül içindeki metalin üzerine çok nadir ve bir o kadar da sert yapıda olan Vanadium karpit kristali konur. Bunun normal şartlarda bırakın bir insanı, aletlerle bile kırılması bir hayli zordur.Hasted elini  tampon olarak kristal ile Galler’in eli arasına koyar.Galler elini çok kısa mesafeli hareket ettirdiğinde kapsül içindeki kristalde iki defa zıplama hareketi yapar. Galler’in konsantrasyonu bitip kapalı kapsülün içindeki kristale bakılınca, kristalin ikiye parçalanmış olduğu ve parçalardan birinin de yok olduğu görülmüştür.

Galler’in dışında, birçok kadın ve çocuklarda da benzer yetenekler görülmüş ve bunlar da belgelenmiştir...

(Devam edecek...)

hologramk@yahoo.com
İstanbul - 01.01.2003
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail