Tecelliler


Sevgili arkadaşım!

İnsan olmak kolay bir haslet değil, biliyorsun. Bunun birçok nedeni var. Ben sana şimdi bu faktörleri bir bir sıralayacağım. Lütfen sıkılmadan oku. Anlattıklarımda eksiklerin varsa kendini yenilemeye ve olumsuz yanlarını terk etmeye çaba göster…

Önce, affedici olmalısın. Çocuğun, eşin, annen, baban ya da çok sevdiğin yakın bir dostunla sakın küs kalma. Biliyorsun ama, yine hatırlatayım. Efendimiz İslâm’ da dargınlığın en fazla üç gün süreyle kabul edilebilirliğini söylüyor. Evet, sana yanlış yapan, hareketlerini ayarlayamayan, taşan, coşan sonra da süklüm püklüm ortada kalan olabilir. Onlara küs durma. Çünkü affetmek, Allah’a mahsus bir özelliktir. Sen Allah’ın ahlâkı ile ahlâklanmak istiyordun öyle değil mi? O halde, yakınına doğru koş, onu kucakla. Bir insana sadece maddeten yardım yapmayı marifet sayma, ona ruhen de şekil vermeyi bil.

Bu arada hemen söyleyeyim, hiç kimseden nefret etme. O nefret duyguların varsa artık onları yok say. Nefret ettiğin kişi kim biliyor musun?                                                              Geç aynanın karşısına bak kimi görüyorsun?

Belki bir insanı sevmiyor, yakınlık duymuyor olabilirsin; ama en azından nefret etmemelisin. Artık bunu öğren dostum. Ne diyor Hz İsa : ‘Düşmanınızı bile seviniz’. Bu sözün kıymetini bil.

Sadece kendini övmeyi düşünme, hatta benliğini okşamayı aklından çıkart. “Ben neydim, nereye geldim?” diye bir düşün, muhakeme et. Sana bu koşulları vereni hatırla. O bu hali ortaya koymasaydı, sen nice olurdun?                     Nerelerde hangi ortamlarda olabileceğini iyi bir hatırla. Arkadaşını yeri geldiğinde öv, takdir etmesini bil. Seni sevsin sevmesin, hakkını ver. Hiçbir duygun buna mani olmasın. Bütün bunları yapabilmen için ilk şartın, kendinle beraber olanları SEVmendir. Hayata olumsuz bakarak negatif yaşayana ‘pozitif yaklaşımlarda bulunmak’ yapacağın ilk işlerden biri olmalı. Bana bu kişi ‘sıcak gelmiyor’ ondan ‘elektrik alamıyorum’ bahanelerine sakın kaçma. Senin var oluş gayelerinden en önemlileri; kendini bilmek, ölüm ötesine hazırlanmak ve pozitif olmaktır. Şayet hata yapan birini cezalandırmak istiyorsan, ona hatasını idrak ettirip sonuçta pozitif yaklaşıma dönmelisin. Bil ki Allah’ın rahmeti her şeyi kuşatmıştır…

Sen de bu rahmetin dışında yer alamazsın.

O halde! Bu afran tafran niçin?

Daima güler yüzlü ol. Kaşların çatıldığı anda, karşındaki bir yanlış yaptığını fark edebilmeli ve kendini düzeltme, çeki düzen verme yoluna gitmeli. Yoksa sen bir hallere girmiş olursun ki bu, hiçbir işe yaramaz.

Bil ki mutsuzluk, depresyonları getirir. O yüzden, mutsuzluğu bir hayat biçimi haline getirmekten süratle kaçın. Sadece bayramlarda ve belli günlerde takındığın mutluluk havasını daimi olarak teneffüs et. Hal ve hatır sor. Onlar sana ulaşmadan sen onlara ulaş, “ben yaşça büyüğüm” deyip nazlanma. Sana bakan, yaklaşan insan da halinden faydalanıp feyz alsın.

Kur’anı Kerim’in beyanıyla: ‘Hiçbir şey bilmez olarak dünyaya gelen’ (Nahl/78) insan, eninde sonunda bu hasletleri bir şekilde öğrenecektir.

Bunu sakın unutma sevgili arkadaşım!

Sevgi ile kalın. Allah’a emanet olun.

İstanbul - 20.03.2006
afyuksel@hotmail.com
sufafy@hotmail.com

http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail