Öğrenmemiz gereken şey


Yaşamınız boyunca birçok insan tanımış, onlarla yakın ilişkilerde bulunmuş, dostluklarınız/kırgınlıklarınız olmuştur. Bunların hepsi, hayatınıza bir şekilde dokunmuş kişilerdir. İsteyerek ya da istemeyerek, şöyle veya böyle siz de onların hayatına girmiş, etkili olmuşunuzdur.  Ardından yıllar geçtiğinde bir gün sönük gözlerle ona yaklaşırken; “Bu ne tesadüf, hatırladın mı beni?” dersiniz.

Hani bana şöyle şöyle yapmıştın’ veya ‘yahu ben bu adama bayağı bir haksızlık yapmıştım’ diye mırıldanmayı da ihmal etmez, ama kendinizi haklı çıkartmak için ‘benim istediğim bu değildi’ derken, bir hoş olursunuz, içiniz burkulur.

Sonuçta, ağzınızdan “hiç böyle olmasaydı, tartışmak yerine onu tanımaya çalışsaydım ne kadar iyi/mantıklı bir iş yapmış olurdum” gibisinden sözlerin dökülmesi muhtemeldir.

Ve bu kez ‘duygularınızla aklınızı’ karıştırmadan, iyi yönlerini aramaya çalışır, kendinizi affettirme çabası içinde ona iltifatlar yağdırır, o güne kadar görmediği saygı gösterisine başlarsınız…

Ne var ki, zaman çok şeyi değiştirmiş, artık onun için yeni heyecanlar başlamıştır.

Değerli dostlarım!

Hepimiz insanız ve günlük yaşamımız yoğun geçiyor. Belki farkında bile değiliz, Lâkin, kozmik etkilerden bunalmış durumdayız. Hayatı o an için analiz etmeye belki muktedir olamıyoruz. “Hep söylüyorum, ama dinlemiyorsun, inanmıyorsun” diyerek karşımızdakini suçlamak yerine, anlayabileceği dilden konuşsak, takıldığı yerleri bıkmadan usanmadan, tekrar tekrar anlatsak iyi olmaz mı? Ya da bilmediklerimizi, fark edemediklerimizi yüksünmeden, gurura, kibre kapılmadan sorsak, birden tepki vermemeye, kalp kırmamaya özen göstersek…

Muhatabı “Olgunlaşamıyorsun, kendini koruyamıyorsun, adam olamıyorsun, ama olmuş gibi davranıyorsun, ermiş pozlarına giriyorsun, bunların hiçbiri doğru değil” diye azarlamak da neyin nesi!

Unutmayalım ki neticede herkesin eksiklikleri var, ne de olsa bir beşer, insanız.

Anlaşılan şu ki; kimseyi suçlamadan, kimseye kırılmadan, kızgınlık duymadan, hakikâti anlamak, anlatmak, hazmedebilmek, kısacası kendin olmak, en azından kendinin farkında olabilmek gerekiyor.

Evet, ilk etapta öğrenmemiz gereken şey de bu bizim için.

Sevgi ile kalın. Allah’a emanet olun.

İstanbul - 24.03.2006
afyuksel@hotmail.com
sufafy@hotmail.com

http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail