Almanyada Yoksulluk

Fakirlik Avrupa Birliği devletlerinin dev sorunu haline geliyor. Almanya’da "yeni fakirlik” rüzgarları esiyor.  Eskiden belirli bir tabaka yoksulluk çekerken, şimdi toplumun normal tabakalarına sızan bu yeni fakirlik büyük bir halk kitlesinin sorunu haline gelmiştir.

Bilimsel araştırmalara göre Almanya’da en az 10 Milyon insan fakirlik içinde yaşıyor, 20 Milyon insan da fakirlik sınırında bir hayat sürdürüyor. Yaklaşık 1-2 Milyon insan sosyal yardıma muhtaç olduğu halde, sosyal yardım almadan yaşamını sürdürüyor. Kısaca her üç kişiden birisi belirsiz, güvensiz finansiyel şartlar içinde yaşıyor. Böylece yoksulluk bir normal aile sorunu haline gelmiş olup, milyonlarca insanın “hayati gerçeği“ olmuştur.

Bundan 170 yıl önce Alexis de Tocqueville isminde bir Fransız Filosofu, Avrupa’daki fakirliği araştırırken şu ilginç tesbiti yapmış: Fakirliğiyle tanınan ülkelerde aslında en az fakirler yaşarken, zenginlikleriyle tanınmış, hayranlıkla bakılan ülkelerde halkın büyük bir kısmı, yaşamını sürdürebilmek için diğer insanların sadakasına muhtaç durumdalar.

YENİ FAKİRLİK

Bu durum bugüne kadar hala değişmemiştir. Zengin ile fakir arasındaki uçurum git gide büyürken, yoksulluk da hızla artıyor.  Ekonomik krizin sonuçları giderek daha açık bir şekilde gün ışığına çıkıyor ve nüfusun büyük bir bölümü toplumsal yaşamın kıyısına sürükleniyor.

"Yeni fakirlik" kitlesel işsizlikten, gelir dağılımı eşitsizliğinden, aile parçalanmalarından ve sosyal yardıma muhtaçlıktan doğuyor… İş piyasasının çarpıklıkları, aile yapısının değişimi ve sosyal politikada yapılan kısıtlamalar bu gelişmenin ana sebepleri arasında.

Bütün Avrupa devletlerinde soğuk sosyal iklimler hükmediyor. Yüksek oranda işsizlik, güvencesiz gelecek beklentileri, her insanın günlük hayatını etkiliyor. İşyerlerinde büyük bir rekabet, işini her an kaybetme korkusu, üç - dört kişinin yapması gereken bir işin tek bir insana yükletilmesine sebep oluyor. Toplumsal yaşamın dışına atılanların, sürekli yoksulluk içinde yaşayanların sayısı her gün biraz daha artıyor. Refah içinde yaşayan insan sayısı kadar insan da fakirlik içinde yaşamaya zorlanıyor.

EURO’nun gelmesiyle birlikte YENİ FAKİRLİK daha vahim bir şekilde insanların günlük hayatını etkiliyor. Bankalar artık kimseye küçük krediler vermiyor, ayın ortasında parasız kalmak halkın büyük bir bölümünde olağan bir durum haline gelmiş durumda.

ASIL FAKİRLER UTANIYOR

Şimdi yoksulluğun ne anlama geldiğine bir göz atalım: Yoksulluğun, fakirliğin bir yığın tarifi var. Bunların en başında „gelir yoksulluğu“ geliyor. Sonra: „göreli, relatif yoksulluk“, „sürekli yoksulluk“, „gizli yoksulluk“, açık yoksulluk, „mücadele edilen yoksulluk“,  „kalıplaşmış yoksulluk“ vs. Her kim ki sosyal yardım alıyor ise, o kişi fakir sayılmıyor kanunen. Sosyal yardım almak, mücadele edilen yoksulluk sınıfına giriyor. Çünkü sosyal yardım yoksulluğu yaratmıyor, yoksulluğu engellemeye çalışıyor. Asıl fakirler sosyal yardıma muhtaç olup da, sosyal yardım almayanlardır. Bunların sayısı devlet istatistik dairesinin 1998’deki tesbitine göre yaklaşık 1 ile 2 milyon arasında idi, şimdi ise bunun iki kat arttığı söylenebilir. Sosyal yardım resmi fakirlik sınırını belirleyen bir kıstas olarak nitelendiriliyor.

Avrupa Birliği Bakanlar kurulunun aldığı bir karara göre, fakirlik: Materiyel, kültürel ve sosyal kapitali sınırlı, kaldıkları ülkenin yaşam standardının en asgari biçimine erişemeyen ve yahutta dışlanan kişi, aile ve kişisel gurupları kapsıyor.

REFAH BAĞIMLILIĞI

Bir toplum ne kadar zengin olursa, o kadar çok sosyal güvence için harcamak zorunda kalır. Bu modern refah toplumlarının, modern ekonomik sistemin kaçınılmaz gereğidir.

Eskiden geleneksel fakirler (evsiz barksızlar, ara sıra çalışanlar, sosyal yardım alanlar, yabancı uyruklu işçiler, nesiller boyunca fakir yaşayan sosyal yönden güçsüz kişiler) fakir sayılırken, şimdi 20 ile 55 yaşları arasındaki herkesi etkileyen işsizlik fenomeninden dolayı, milyonlarca aile, çocuk, genç fakirlik içinde yaşıyor. Çocuklu ailelerin % 25’i fakir sayılıyor.
Gelir dağılımındaki eşitsizlik büyük bir sosyal eşitsizliği beraber getiriyor. Halkta ise bir
„refah bağımlılığı“, yani bir nevi muhtaçlık var.

Gelişmiş ülkelerde fakirlik genelde toplumsal yaşam alışkanlıklarına bağlı olarak, insanın onuruyla yaşaması sorunudur. Yani Afrika’daki gibi açlıktan ölme sorunu değil, hayatın sunduğu olanaklardan, iş, meslek, eğitim, ev – bark ve değişik hizmetlerden yararlanıp, yararlanamama meselesi. Bu da demek oluyor ki, iş hayatına, meslek hayatına atılamayanlar, toplumsal, kültürel hayattan mahrum kalıp, ekonomik paylaşımdan, tüketimden ve güncel hayatın her alanından uzak kalıyorlar.

AÇLIKTAN ÖLEBİLİRLER!

Fakirlik ekonomik, sosyal ve politik süreçlerden doğan, toplumda bir „kaynak dağılımı” meselesidir. O yüzden de bu problemin çözümü politik çalışmalardan geçer. Acilen çözüm gerektiren bu sorun yakın bir gelecekte çözülemez ise, Avrupa’da bir - iki çağ sonra insanlar açlıktan ölebilirler…

Almanya’da fakirlik olduğuna halen inanmayanlar varsa, şimdiki sosyal güvencenin güvencesizliğine bir göz atmalılar.

Fakirlik benim hayatta en nefret ettiğim şeydir. İnsan her duyguya katlanabilir, ancak fakirlik onur kırıcı, boyun eğdirici, taşınması güç bir yüktür. Fakirlik dünyanın neresinde olursa olsun, kabul edilmemesi gereken bir olgudur.

Almanya’daki yeni fakirlikten en çok etkilenen grupların başında yabancı uyruklu işçiler gelmektedir. Özellikle emekli olmuş Türk Vatandaşlarımızın gelir seviyesi son derece düşüktür. Emekli maaşları yetmediğinden ek olarak sosyal yardım alan vatandaşlarımızın sayısı bir hayli yüksektir.

Yazımı ALDI Süpermarketinde yaşadığım bir olayla noktalıyorum. Emekli bir Türk ailesi üzerine yazdığım bir şiirle:

FAKİRLİK
Dün bir kadın gördüm,
Kasada sıra beklerken,
Arabasında bir pırasa,
Bir kutu şeker...
Birşey daha alacaktı,
Dur, Hanım, gerek yok, dedi kocası...
Kadın durdu, gözü takıldı bir rafa...

Sonra çıkarıp, ödedi kasada kocası,
Elinde bir şile bezine,
Kadın hüzün ve keder koydu...
Çaresizliği benim içime oturdu...

NURAY  LALE, Eğitim ve Sağlık Bilimcisi
lalenuray@yahoo.de
İstanbul -14.09.2004
http://sufizmveinsan.com

 


Üst Ana sayfa e-mail