Huzuru Bulmak



57:22. Yeryüzünde ve aranızda oluşan hiçbir şey yoktur ki biz onu yaratmadan önce bir kitapta yazılı olmasın. Bu,kuşkusuz Allah için çok kolaydır.

57:23. Bu,yitirdiğiniz bir şey için “üzülmemeniz” ve O'nun size verdiği nimetlerle de “Şımarmamanız” içindir. Allah kendini beğenip övünenleri sevmez.

Bu mesajdan (57:22-23) aldığım bilgi şudur: Sevincimizin ya da üzüntümüzün “dayanağı”

şu dünyada bize verilen ya da alınan şeyler olmamalıdır. Bunlar sevince veya hüzne “esas” olacak şeyler değildir.

Sevinç veya hüzün, kalıcı “Sonuç”lardadır. Kalıcı olarak verilen ya da alınanlardadır.

Örneğin, lise giriş sınavlarına hazırlanan bir kız var, her hafta test sınavlarına giriyor.

Bir hafta yarıştığı arkadaşını geçiyor, bir hafta geride kalıyor. Geçildiğinde hüngür hüngür ağlıyor. Onu geçtiğinde ise zıplayarak seviniyor. Arkadaşı da aynen öyle.

Üzüldüğünde Ona diyorum ki: “bak bu üzüntün yanlıştır, haftaya sen ileri geçtiğinde bu üzüntünün ne kadar asılsız ve anlamsız olduğunu anlayacaksın. Fakat şimdi bilmiyorsun.

Sevindiğinde de boşuna sevinme çünkü haftaya geride kaldığında bu sevincin aynı şekilde asılsız ve anlamsız olacaktır. Kendi kendine boşuna sevinip, boşuna ağlıyorsun. Esasen sonuca bakmalısın.”

Ona hep şu sözü söylüyorum: “Son gülen iyi güler”

Güzel sonuç ise, Yalnız Allah’a dayanıp - Ona güvenenlerindir.

Pekiyi, Bu dünyada kalıcı olarak verilen bir şey var mıdır?

Bu dünyada bize verilen (bize yaptırılan Salih eylemlerden başka) kalıcı bir şey olamaz, çünkü zaten bu dünya kalıcı değildir. Kalıcı sonuç olarak verilen veya alınanlardan “kastımız”; kesinlikle ve tamamen “Ahirete” yönelik olarak verilenlerdir.

“Kalıcı olan, Salih işlerdir.” Bu konuda bir Ayeti, düşünceme dayanak alıyorum:

19:76. Allah, doğru yola gidenlerin hidayetini artırır. Sürekli kalan Salih işler, Rabbinin nezdinde hem mükâfat bakımından daha hayırlı, hem de âkıbetçe daha iyidir.

(Bu ayet ile ilgili olarak dikkâtimi çeken bir dip not düşeyim: Bu sure başında zikredilen beş harfin beşi de bu surede sadece bu ayet içinde vardır: Kef, Ha, Ya, Ayn, Sad.)

Salih iş, bana göre; en başta doğru yolda olmaktır: dinini, imanını, mezhebini, hayatını, benliğini “terk ederek", "sadece Allah’a vermektir”. Dinini Allah’a Has kılmak, böylece ona Has / onun Has kullarından olmaktır. Benlik ise yok edilemez, yok edilmek için yaratılmamıştır. Ancak onu "Vererek” ondan kurtulabiliriz.

Hiçbir zaman “iyi olduğunu zannettiğimiz” yaptığımız işlerden dolayı içimizi rahat hissetmek doğru değildir. Çünkü hakikatte “Yaradana yönelim”den başka yaptığımız bir şey yoktur. Kendimize ait zannettiğimiz bütün erdemler aslında birer melekedir ve yapan aslında bu melekelerdir (hakikatte bu melekleri yaratandır) bizim erdemimiz varsa sadece O melekeye uymaktır. Yani yine “yönelimdir” başka bir şey değil. (bakınız Leyl suresi sonu)

Evet, her durumda asılsız, geçici ve sahte hüzün ve sevinci bilelim. Bunun yerine, Hakiki HUZURU arayıp koyalım. Bu da sadece Allah’a güvenmek, “Allah’ın ayetleri ile kalplerin tatmin olması” dır. Yani kalplerin “Hakikat ile Asıl olan” huzuru bulabilmesidir.

Allah’ın sözleri ile kalbi tatmin olup huzur bulamayanın huzuru, “sahte ve geçicidir.” küçük kızın sevinmesi gibi veya ilaçla veya hipnozla kendini iyi hissetmek gibi. Ne yazık ki, bu sahte sevinçlerin veya üzüntülerin sahteliği sonradan anlaşılır ve anlaşıldığında da iş işten geçmiştir. Gerçek sonuç ve sevinç, sadece Allah’a yönelen ve sadece ona dayananlarındır.

 

Turgut Sak
turgutsak@doruk.net.tr
İstanbul-05
.04.2005
http://sufizmveinsan.com


Üst Ana sayfa e-mail